BURS

BURS

27 Mart 2012 Salı

10. ONUNCU MEKTUP


 10.

 ONUNCU MEKTUP

Kapınız hizmetçilerinin en aşağısı olan Ahmed, yüksek huzûrunuza sunar ki, çok zemân oluyor, o yüksek kapı hizmetçilerinden haber gelme­di. Gözlerimiz yoldadır. Fârisî beyt tercemesi:
Huzûrunuza kavuşmak ni'metine lâyık olmadığımı biliyorum. Fârisî mısra' tercemesi:
Şaşılacak şeydir. Çok uzakda kalmağa yakınlık adını vermişler. Ayrılı­ğın en çoğuna kavuşmak demişler. Sanki bu yakınlık ve kavuşmak kelime­leriyle uzaklığı ve ayrılığı bildirmek istemişler. Arabî beyt tercemesi:
Bundan dolayı, sonsuz üzülmek ve durmadan düşünmek lâzımdır. İste­nilenlerin de, sonunda isteyeni arayıcı, isteyici olması lâzımdır. Sevilenin de, seviciyi sevmekle sevici olması lâzımdır. O, dînin büyüğü "minessale- vâti ekmelühâ ve minettehıyyâti efdalühâ" arananların ve sevilenlerin makâmında olduğu hâlde, sevicilerden oldu. Arayanlardan oldu. Bunun için, o Serverin hâlini bildirenler: (Resûlullah "sallallahü aleyhi ve sellem", hep üzüntülü, hep düşünceli idi) dediler. O Server "aleyhissalâtü vesselâm" (Benim çekdiğim sıkıntı gibi hiçbir Peygamber sıkıntı çekmemişdir) buyur­du. Sevenlerin, muhabbet yükünü taşımaları lâzımdır. Sevilmişlerin bu yükü kaldırmaları güçdür. Dahâ söylersek, sonu gelmez. Arabî mısra' ter- cemesi:
Mektûbu getiren Şeyhullah Bahş, biraz cezbe ve muhabbete mâlikdir. Onun zorlamasıyla, yüksek kapınızın hizmetçilerine birkaç kelime yazıldı. Kendisi, yüksek hizmetinizde bulunmağı çok istiyor. Bunun için yola çık- dı. Önce burada birşeyler istedi. Fekat fakîrin çekindiğini anlayınca, yal­nız görüşmeğe râzı oldu. Bu birkaç kelimeyi yazdırdı. Mektûbu dahâ uza­tarak saygısızlık yapmak edebsizlik olur.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder