BURS

BURS

28 Mart 2012 Çarşamba

35. OTUZBEŞİNCİ MEKTUP


 35. 

OTUZBEŞİNCİ MEKTUP

Bu mektûb, meyân hâcı Muhammed Lâhorîye yazılmışdır. Allahü teâ- lânın zâtını sevmek ve bu sevgide üzmenin ve sevindirmenin, berâber ol­duğu bildirilmekdedir:

Allahü teâlâ, insanların seyyidi "aleyhi ve alâ âlihissalevâtü vetteslîmât" hurmetine, hepimizi yanılmakdan, şaşırmakdan korusun! Seyr ve sülûkdan maksad, nefs-i emmâreyi tezkiye etmek, ya'nî temizlemekdir. [(Seyr), gitmek, (Sülûk), bir yola, mesleğe girmekdir.] Böylece nefs, aşağı, çirkin isteklerinin sebeb olduğu, Allahü teâlâdan başka şeylere tapınmakdan kurtulur. Ondan başka, bir ma'bûdu, maksadı kalmaz. Dünyâdan birşey is­temediği gibi, âhıretden de, birşey istemez. Evet, âhıreti istemek iyidir, se- vâbdır. Fekat, ebrâr için [ya'nî nefslerinin sevgisinden kurtulmamış olup, nefslerini azâbdan korumak ve ni'metlere kavuşdurmak için, ibâdet ede­ne] sevâbdır. Mukarrebler âhıreti istemeği de günâh bilir. Zât-ı ilâhîden baş­ka bir şey istemez. Mukarrebler derecesine yükselmek için, (Fenâ) hâsıl ol­mak lâzımdır ve Zât-ı ilâhînin sevgisi insanı kaplamalıdır. Bu sevgiye ka­vuşan, elemlerden, sıkıntılardan da lezzet alır. Ni'metler ve musîbetler, mü- sâvî olur. Azâblar da, ni'metler gibi tatlı olur. [Allahü teâlânın her işinden, Onun işi olduğu için râzıdırlar. Fekat, günâhlardan, kulun kesbi olmak ba­kımından râzı değildirler.] Cenneti, Allahü teâlânın râzı olduğu yer oldu­ğundan ve Cenneti istiyenleri sevdiği için, isterler. Cehennemden sakınma­ları da, Allahü teâlânın gazab etdiği yer olduğu içindir. Yoksa, Cenneti is­temeleri, nefslerine tatlı geldiği için değildir. Cehennemden kaçınmaları, orada azâb ve sıkıntı olduğu için değildir. Çünki, bu büyükler, sevgilinin yapdığı her şeyi güzel görür. Bunları kendilerinin matlûbu, maksadı bilir­ler. Sevgilinin her işi, sevgili olur. İşte, tâm ihlâs budur. Yalancı ma'bûd- lardan kurtuluş makâmı burasıdır. Kelime-i tevhîdin ma'nâsı, ancak bura­da hâsıl olur. İsmler ve sıfatlar arada olmaksızın, yalnız Zât-ı ilâhîyi sev­medikçe, bu ni'metler, hiç ele geçemez. Böyle sevgi olmadıkça, tâm Fenâ nasîb olmaz. [Anası çocuğu ne kadar söğse, döğse, çocuk yine döner,ana- sına sarılır. İnsan da, Rabbine karşı böyle olmalıdır.] Fârisî beytler terce- mesi:
Aşk öyle bir ateşdir ki, yanarsa eğer, ma'şûkdan başka herşeyiyakar, kül eder.
Hakdan gayrıyı katl için, (LÂ) kılıncı çek, (LÂ) dedikden sonra, birşey kaldı mı bir bak!
(ÎLLALLAH)dan başka ne varsa, hepsi gitdi, Sevin ey aşk! Hakka ortak kalmadı bitdi.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder