BURS

BURS

28 Mart 2012 Çarşamba

48. KIRKSEKİZİNCİ MEKTUP


 48. 

 

KIRKSEKİZİNCİ MEKTUP


 Bu mektûb, yine nakib seyyid şeyh Feride yazılmışdır. Din âlimlerine hurmet etmek lâzım olduğunu bildirmekdedir:
Allahü teâlâ, Peygamberlerin en üstünü hurmeti için "aleyhi ve aleyhi- müssalevât vetteslîmât vettehıyyât", din düşmanlarına karşı olan mücâde­lenizde yardımcınız olsun! Mubârek mektûbunuzu okumakla şereflendik. İlm öğrenen ve tesavvuf yolunda çalışan gençlere sarf etmek üzere, bir mik- dâr para gönderdiğinizi yazıyorsunuz. İlm öğrenen talebeyi, tesavvufa ça­lışanlardan önce yazdığınızı görünce çok sevindik. (Zâhir, bâtının alâme­tidir) buyurmuşlardır. İnşâallah mubârek kalbinizde de, bu talebe, dahâ ön­ce bulunmakdadır. Arabî mısra' tercemesi:
İlm talebesini ileride tutmak, islâmiyyetin ilerlemesine sebeb olur. Bun­lar islâmiyyetin bekçileridir. Muhammed aleyhisselâmın dînini, soysuzla­ra karşı bunlar koruyacakdır. Kıyâmet günü herkese islâmiyyetden soru­lacak, tesavvufdan sorulmıyacakdır. Cennete girmek, Cehennemden kur­tulmak, ancak islâmiyyete uymakla olur. İnsanların en iyileri, seçilmişle­ri olan Peygamberler "salevâtüllahi teâlâ ve teslîmâtühü aleyhim", herke­si islâmiyyete çağırmışdır. Kurtuluş yolu islâmiyyetdir. O büyükler, islâmiy- yeti bildirmek için gönderildi. O hâlde en kıymetli ibâdet, insanlara yapı­lacak en büyük iyilik, islâmiyyetin öğrenilmesine, yapılmasına çalışmakdır ve islâmiyyetin bir emrini meydâna çıkarmakdır. Hele, din düşmanları, az­gınca, dîne saldırarak, islâm kitâblarını yok etdikleri, müslimân yavruları­nı aldatdıkları bir memleketde, Allahü teâlânın emrlerinden bir dânesinin yapılmasına sebeb olmak, binlerle, milyonlarla lira sadaka vermekden da- hâ sevâbdır. Çünki, bu ufak iş, Peygamberlere "aleyhimüssalevâtü vettes- lîmât" uymak, onların vazîfesine ortak olmakdır. Hâlbuki, ibâdetlerin en kıymetlisi, sevâbların en çoğu onlaradır. Milyonla sadaka vermek, hayrât, hasenât yapmak ise, herkese müyesser olabilir. İslâmiyyetin meydâna çık­masına çalışmak, nefsin istemediği şeydir. Buna çalışan, nefsi ile cihâd et­miş olur. Hayrât yapmak ise, nefsin hoşuna gidebilir. Fekat, islâmiyyetin öğrenilmesi, yapılması için para sarf etmek, şübhesiz çok kıymetlidir. Bu niyyet ile az bir şey vermek, bu niyyet olmadan sarf edilen milyonlardan aşa­ğı değildir. [Her müslimânın, Ehl-i sünnet âlimlerinin kitâblarını terceme edip, basdıran kurumlara yardım etmesi lâzımdır. Bunlardan bir iki kitâb satın alıp, komşuya, arkadaşa hediyye etmek, hem bu kuruluşlara yardım olur, hem de islâmiyyete büyük hizmet olur.]
Süâl: Nefsine uyan ilm talebesi, nefsi ile cihâd eden söfîden nasıl üstün olabilir?
Cevâb: İlm öğrenen kimse, nefsine uymakla kendine zarar yaparsa da, herkes onun ilminden fâidelenir. Kendini yakarsa da, başkalarının kurtul­masına sebeb olur. Söfî ise, kendini kurtarmakla uğraşmakdadır. Başkala­rına fâidesi yokdur. İslâmiyyet, insanların se'âdetine çalışanları, kendini kur­tarmağa çalışanlardan, dahâ üstün tutmakdadır. [İbni Âbidîn, c. 5, s. 261]
Evet, tesavvuf yolunda ilerliyen bir sâlik, fenâ ve bekâ makâmlarına e­rer ve sonra insanları da'vet etmek vazîfesi ile şereflendirilirse, Peygamber­lik makâmından nasîbi olur. İslâmiyyeti bildirenlerden, herkesi se'âdete er­direnlerden olur. İslâm âlimleri gibi üstün ve kıymetli olur. Bu, Allahü te- âlânın öyle bir ni'metidir ki, dilediği seçilmişlere ihsân eder. Onun ihsânı pek büyükdür.
[İslâmiyyetin öğretilmesine çalışmak, îmân edilecek şeyleri, Ehl-i sün­net âlimlerinin kitâblarında bildirdikleri gibi yaymak ile ve ahkâm-ı islâ- miyyeyi, ya'nî Allahü teâlânın emr ve yasak etdiği şeyleri, fıkh kitâbları- na uygun olarak bildirmek ile olur. Evvelâ, ingiliz câsûslarının ve bid'at eh­linin, mezhebsizlerin yalanlarına cevâb verilir. Böyle çalışanlara,beden ile hizmet edenler ve mâl ile, söz ve yazı ile ve düâ ile yardım edenler de, bu sevâba kavuşurlar. Fekat, bu işleri, yalnız Allah rızâsı için ve kanûnla- ra uygun olarak yapmak ve fitneye sebeb olmamak lâzımdır.]

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder