BURS

BURS

15 Mart 2012 Perşembe

''BEDİÜZZAMAN SAİD NURSİ''





BEDİÜZZAMAN  SAİD NURSİ Bitlis'in Hizan ilçesine bağlı İsparit Nahiyesi'nin Nurs köyünde dünyaya geldi.(1876) Yenilikçi atak cesur bir mizaca,derece parlak bir zekaya ve güçlü
bir hafızaya sahipti.Bunlar katıksız bir ilim ve imanla birleşince  normal de 15 yıl kadar
süren klasik medrese eğtimi onbeş yıl sürdü.

Bu olağanüstü gelişmeyi kavrayamayanlar tarafından düzenlenen münazaraları (ilmi tartışmaları)kazanarak kendini ispatladı.Bu yüzden '' MOLLA SAİD'E zamanın emsalsizi benzersizi anlamında'' BEDİÜZZAMAN''lakabını verdi.

Dönem tüm dünyada madenciliğin öne çıktığı bir dönemdi.İnsanlık kendi geleceğine 
tahribe yönelmiştir.Bu değişimden müslüman milletlerde etkilenmiştir.Mesale yeryüzünün 
tek bağımsız ilam devleti olan Osmanlı Devleti çoktan eski haşmetini ve kudretini .
kaybetmişti. Büzülme ve çözülme noktasındaydı.

İnsanlığın ortak problemlerinin yanı sıra yaşadığı toplumun özel problemlerine eğilen
Bediüzzaman, açık bir gerçekle yüzyüze gelmişti;batı maddeciliğe saptanmıştı.Doğu ise eskiyen kurumlarını yenileyip iman eksenli bir yapılanmaya dönüştürememişti.Osmanlı devletide aynı açmazla tükeniyordu.Devlet ve millet şeklen islama bağlı olmakla birlikte 
mana planında islamdan kopmuştu batıyıda anlayamamıştı.Asıl problem buydu.

Teşhisini bu şekilde koyan Bediüzzaman tedavi metotunuda geliştirdi;tahkiki iman 
geliştirdiği metodun özü ve özetiydi.Sıra tahkiki iman ekseninde gelişip  çağın teknolojisiyle
zenginleşecek,insanlar ytiştirmeye gelmişti.Bununda yolu eğtimden geçerdi.

Bu maksatla bir eğtim projesi geliştirdi.Buna göre doğu ve güneydoğu öncelikli olarak tüm vatan sathı medresetüzzehra   adını verdiği eğtim kurumlarıyla donatılacak.Bu kurumların
 ilk orta lise bölümleri olacak ayrıca din ve fen dersleri birbiri içinde bir bütün halinde okutulacaktı.''Vicdanın ziyası ulumu diniyedir, aklın nuru fununu medeniyedir ikisinin 
intizacıyla hakikat tecelli eder.İftirak ettikleri vakit birincisinde taassup ikincisinde hile 
suphe tevellüd eder diyordu.

 Bedizzaman mahut ve mühlik uçurumlarla dolu olan içtimai seyrimizi manevi değerler 
bakımından bir nur-u imanı ve ziya-yı  irşadı ile taht-ı emniyete almaya çabalayan 
ve bu hususta bilmemenin körü körü idare olunmak hakikatine vücut vereceğini 
halk kitleleri arasında temessül ettiren insandır.


1894'te Mardin'e geçti. Mardin'de kaldığı sürece, her türlü sosyal faaliyetin içinde yer alan Bediüzzaman, burada karşılaştığı Şeyh Cemaleddin Afganî'nin bir talebesinden, Afganî'nin siyasî fikirlerini tanıma fırsatı buldu. Siyasetle ilgilenmeye de ilk defa Mardin'de başlayan Bediüzzaman, tartışmalarda fikrini açıklamaktan geri durmuyordu. Bulunduğu topluluklarda tartışmalara neden olan Said Nursî'yi, Mardin mutasarrıfı, bir tedbir olarak il hudutları dışına çıkarmak zorunda kaldı.
Bitlis'e giden Bediüzzaman'ın ilmî vukufiyeti ve farklı kişiliği, Bitlis Valisi Ömer Paşa'nın dikkatini çekmişti. Ömer Paşa Bediüzzaman'a vilâyet konağında kalarak çalışmalarını devam ettirebilmesi için bir oda tahsis etti. Doğu ve Batı klasikleriyle beraber fen bilimlerine ait kitapları da içinde bulunduran konağın büyük kütüphanesi, Bediüzzaman'ın fen bilimlerine ait en son bilgilere ulaşması için bir zemin oluşturmuştu. Bitlis vilâyet konağında geçirdiği iki yıl süresince, din ilimlerine olduğu kadar fen ilimlerine de vakıf oldu.
Bedizzaman hür adamların hür memleketin ilahi kuruluş  felsefesini akıllara ve gönüllere
nakşeden din adamıdır.Bu necip millet BEDİÜZZAMAN gibi nefsindeki menfaat putunu deviren insanların hizmetlerine çok   ama çok muhtaçtır.

                                            
                                                          













                                                                   


                                                                 ''GÜL KOKUSU''


                                                              ELİF GİBİ YALNIZIM,
                                                              NE ESREM VAR  NE ÖTREM.
                                                                 NE BENİ DURDURAN BİR CEZMİM
                                                                 NEDE BANA BEN KATAN BİR ŞEDDEM VAR.
                                                              NE ELİMİ TUTAN BİR HARF 
                                                                 NE ANLAM KATAN BİR HAREKEM...
                                                                 KALAKALDIM  SAYFALAR ORTASINDA.
                                                                 İŞTE BEN GİBİ SEN GİBİ...
                                                                 BİR OKUYAN BEKLEDİM,
                                                                 BİR HIFZ EDEN BELKİ...
                                                                 GÖLGESİNİ İSTEDİM BİR DOSTUN MED GİBİ...
                                                                 SIZIM ELİF SIZISI...






Hiç yorum yok:

Yorum Gönder