BURS

BURS

1 Mart 2012 Perşembe

SİNANİYYE TARİKATI





                                              






Halvetiye Tarikatı içerisinde doğup gelişen, daha sonra müstakil bir tarikat olarak ortaya çıkan kollardan birisi de Sinâniyye'dir. Bu kol, Halvetiyede ana kol olmayıp Ahmediyye şubesinden doğmuştur. Bu şubede talî kol olarak doğan Sinaniyye'nin terbiye sistemini yenileyen ve geliştiren pir hazretlerinin ismi İbrahim bin Abdurrahman-ı Halveti olup, bir mânevi işaretle adını Ümmî Sinan olarak değiştirdiği için, pîr-i bulunduğu tarikatı kendi adına nisbet edilerek bu İsmi almıştır.

Müstakim Zade Meşîyihnâme adlı eserinde Ümmi Sinan (K.S.) hazretleri için «Nevahi-i Kisra rain bilâdi Arnavud» yâni (Kisranın memleketi olan Arnavutluktandır) demiştir. Bu duruma göre doğum yeri olarak Arnavudluk gösterilmektedir.

Büyük Tasavvuf âlimi ve araştırmacı Hariri Zade, Tibyanü'tturuk adlı eserinde, Pir hazretlerinin icazetnamelerinin bazılarında Bursalı olarak yazılı olduğunu tesbit etmiş bulunmaktadır. Sadık Vicdanî bey ise Tomarı Turuku Aliyye'den «Halvetiye Silsilenamesin adlı eserinde: «Aslen Pirzenli denilir ise de, Bursalı Tahir bey «Osmanlı Müellifleri» adındaki meşhur eserinde, Pir hazretlerine âit musannan bir icazetnamede Bursalı oldukları görülmüştür. Aslının Karaman diyarından olduğu sanılmaktadır.» diye kaydetmektedir.

Şeyh ibrahim Ümmî Sinan (K.S.) hazretleri önceleri ulemâ sınıfına dahil olduğu halde, gördüğü bir rüya üzerine «Ümmî» mahlasını almıştır. Bu mahlası alması ile ilgili olarak «Bukağulu Baba» şöhretiyle bilinen Şeyh Hasan'ül Üskübi (Vefatı 1010 - 1601-1602) hazretlerinin kendisi için verdiği icazetnamede şu bilgiler verilmektedir:

«Bursalı Kutbülârifîn hazreti Pir Ümmî Sinan efendi, fünân-ı aşkı hakîkî tekmilinde İfnayı vücud eyleyüp, usûl'ü tevhid ve vusulünde kemaniye hakîkî kâmil oldukları gibi, ilmi zahirde dahi fazıl ve mahirdirler. Bu şöhreti ihtiyar ettiklerine rivayeti kesire vardır. Ezcümle Fahri Alem (S.A.V.)'in «Neblyyi'l Ümmiyyi» deyu medholunmakla Azîz-i müma-ileyh dahi teberrüken can ve dilden kabul etmişlerdir ki, aslında «Ümmî Sinan» namıyla ma'ruf olmuşlardır.» Bu duruma göre Pir hazretlerinin Bursa'lı olduğu hususu kuvvet kazanmış olmaktadır. Pir Ümmî Sinan (K.S.) hazretlerinin şeyhi İzzeddin-i Karamanı (K.S.) hazretleridir. Halvetiye içerisindeki silsilesi şöyledir:

1- Şeyh İzzeddin-i Karamam (K.S.) hazretleri,
2— Ahmed Şemsüddîn (Yiğitbaşı) (K.S.) hazretleri,
3— Şeyh İbrahim Taceddin-i Kayseri (K.S.) hazretleri,
4— Pir Muhammed Bahaüddîn-i Erzincan! (K.S.) hazretleri,
5— Seyyid Yalıya-i Şirvanî (K.S.) hazretleri.

Sadık Vicdanî beyin telif ettikleri Halvetiye Silsilenamesi'nde Ümmî Sinan hazretlerinin Kasım Çelebî hazretlerinden, onuda Şeyh İzzeddin-i Karamani hazretlerinden hilâfet aldığı yazılıdır.

Şeyh İzzeddin efendi, kendi sağlığında şeyhi Ahmed Şemseddin (Yiğitbaşı) e gitmesine izin vermiş, o da İstanbula gelerek, Topkapı yakınında, Kürkçübaşı mahallesinde bir zaviye yaptırarak, orada irşad hizmetiyle meşgul olmuştur. Vefatına kadar irşad hizmetine burada devam eden pir hazretleri 976 (1568-1569) senesinde Cemal âlemine teşrif eylemiştir. Mübarek naşı, halifesi Şeyh Nasûh'un Eyüp'te, Oklubayırdaki tekkesine gömülmüştür.

Sadık Vicdanî merhum Pir hazretlerinin vefat tarihine ait bir yanlışlığı şöyle düzeltmiştir: «Osmanlı Müelliflerinde vefattan için (Gitti 950 de Ümmî Sinan) mısra-ı veçhiledir» diyorsa da, mısraa benzemiyen o ibaredeki yanlış Sofi isminde birisi şu kıt'ası ile tashih etmektedir:

Elli Sekizde rıhleti, yazıldı, lâkin sıhhati
Allah'ü â'lem haliya, gûş et bu beyt eder ayan.
Ol şeyh-i hakanı Cemal, buldu visal-i Zülcelâl.
Tarihi eyler (Saliya) bu lâfz-ı «Şeyhullah» beyan.

Şeyhullah tabiri, Ebced hesabı ile 976 ya tekabül etmektedir. Osmanlı müellifleri sahibi Tabir beyin beyanı bu hesaba uymamakta, dorğu olanın da Sofî mahlaslı kimsenin verdiği bilgi olduğu belli olmaktadır.

Pir hazretlerinin türbelerinin niyaz penceresinde şu beyit asılıdır:

Mürid-i rah-ı Hakk'a kıblegâhı âşıkandır bu.
Edeble gir, gözün aç, türbe-i Ümmî Sinan'dır bu.

Pir hazretlerinin hayli ilahilerinin olduğundan bahsedilmektedir, işte o İlahilerinden bir örnek kıt'a:

Erenlerin hücceti ele giresi değil,
İkrar ile gelenler mahrum kalası değil.
Ümmi Sinan yol ayan oluptur her şey beyan,
Dervişlik yolu hemen tac-ü hırkası değil...

Kendisinden sonra Sinaniyye içerisinde gelişmeler olmuş ve tarikatından Muslihiyye kolu meydana gelmiştir.

Dergâhına sığınan hayli kimse aradıkları dermanı bulmuş ve aldıkları manevî neşelerle avunmuşlar ve arınmışlardır. Bir çok halîfesi vardır. Bunlardan daha sonra şöhrete ulaşanları şunlardır:
1- Seyyid. Seyfüddin hazretleri,
2— Hüsameddin Uşşaki hazretleri,

Cenabıhak pir hazretleri ile yetiştirip kendisine dost kıldığı bütün yakınlarının ahirette dostluk ve yakınlıklarının cümlemize nasib ve müyesser eylesin inşaallah.

Kaynak: Rahmi Serin, İslam Tasavvufunda Halvetilik ve Halvetiler, Sayfa:164..167 Petek Yayınları

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder