BURS

BURS

26 Haziran 2012 Salı

Yaratıcı Olan Allahın Güzel İsimleri, el- Höe2lıku, el-Böe2ri u, el-Musavviru, el-Bedöee u

1.tab el- Höe2lıku (yoktan yaratan):



Allah (c.c.) bütün evreni, içerisindeki tüm canlı ve cansız varlıkları yoktan yaratmıştır. Duyu organları yolu ile algılanabilen ve algılanamayan bütün varlıklar O nun Ol! hitabıyla yoktan yaratılmışlardır. O bu yaratmada hiçbir yorgunluk duymamıştır. Kendi sinden de hiç bir şey eksilmemiştir. İnsanın yaratıcı olarak Allahın (c.c.) varlığını kabul edip de O nun ahirette ilgili mekanları, mahşer meydanını, cennet ve cehennemi yaratamayacağına inanması çok sığ bir düşüncedir. Bu düşünce, bir sanatçının bir tablosuna bakıp hayranlık duyduktan sonra onun bir daha başka güzel bir tablo çizemeyeceğine hükmetmek kadar gerçeğe aykırıdır. Elbette sanatçı tablo yapmak gibi bir beceriye sahipse buna olanak bulduğunda sanatını yapmaya devam edecektir.





En büyük sanatçı olan Allahı (c.c.) yaratıcı yönü ile sadece bu evrenle ve gördüğümüz şeylerle sınırlamak O nun peygamberler ve kutsal kitaplar aracılığı ile bildirdiği ölüm sonrası tekrar dirilişe, hesap olayını gerçekleştirmesine, cenneti ve cehennemi yaratacağına inanmamak, hiç de mantığa uygun bir düşünce değildir. İnsanı yoktan yaratan Allah (c.c.) elbette öldükten sonra tekrar diriltmeye kadirdir. Çünkü öldükten sonra diriltmek yoktan yaratmaktan daha kolay bir iştir. Tüm evreni, yıldızları, gezegenleri çok ince hesaplarla yoktan yaratan Allahın (c.c.), daha başka evrenleri ve peygamberlerin, kutsal kitapların haber verdiği mahşer alanını, cenneti ve cehennemi de yoktan yaratmaması önünde hiçbir engel yoktur.





2.tab el-Böe2ri u (varlık türlerini uygun ve ölçülü yaratan):



İnsan, organlarına şöyle bir baktığında Allahın (c.c.) onları belli bir ölçüde ve uygunlukta yarattığını görür. Organlardaki bu ölçü ve uyum, Allahın (c.c.) varlığına ve birliğine bir işarettir. İnsanın ellerine, gözlerine, kulaklarına, diline, yüzüne bakıp da tüm bunların tesadüfen yaratıldığına inanması olanaksızdır. Bunu hiçbir vicdan kabul edemez. Tüm bu organların biçimi, ölçüsü, bunları tasarlayıp yaratan bir Allahı (c.c.) gerekli kılmaktadır. Aynı biçim ve ölçü tüm diğer canlı varlıklarda olduğu gibi evrende yıldız ve gezegenler arasında da vardır. Dünyamızın büyüklüğü, güneşe uzaklığı, eğimi bizim yaşamımıza uygun olmak üzere çok ince hesaplarla belirlenmiştir.





El-Böe2ri güzel ismi tüm canlı varlıkların türlere ayrılırken farklı biçimlerde ve özelliklerde yaratılmasında daha açık biçimde görülür. Doğada her bir hayvan türü bir diğerinin besin zincirini oluştururken gerekli bütün savunma ve mücadele silahları ile donatılmış olarak yaratılmıştır. Kimisi gözlerinin keskinliğiyle, kimisi duyarlı koku almasıyla, kimisi işitmedeki üstünlüğüyle, kimisi yırtıcılığıyla, kimisi hızlı koşmasıyla, kimisi de doğurganlığı ile diğerlerinden üstün yaratılması sayesinde varlığını ve türünü korumaktadır.





Ey insan, seni cömert olan Rabb ine karşı aldatan şey nedir? O seni yaratmadı mı? Bütün vücut sistemini düzenleyip seni dengeli bir yapıyla meydana getirmedi mi? Seni dilediği bir surette sekilendirmedi mi? (İnfitöe2r suresi, ayet 6-8)





3.tab el-Musavviru (varlık türünün her bir bireyini belli özellik, nitelik ve nicelikte yaratan, onlara betimleyebileceğimiz biçimleri veren):



Allah (c.c.) el-Böe2ri güzel ismi ile her varlık türünü uygun ve ölçülü bir biçimde yaratırken el-Musavvir güzel ismi ile de her bir türün bireylerini birbirinden ayrılan özellik ve niteliklerle farklı kılmıştır. Bu yüzden tıpkı aynısı olan bir ağaç yaprağına dünyada rastlanılamaz. Tabii bunun en güzel tecellisi insan yüzlerinde kendisini göstermiştir. İkizler de dahil olmak üzere dünyada her bir insanın yüzünde ayırıcı özellikler, nitelikler bulunur. Hatta dünya tarihi boyunca ölmüş olanlar için de aynı durum söz konusudur. Allah (c.c.) her insanı farklı bir biçimde tasarlayarak yaratmıştır. Bu da büyük bir nimettir. Zira insanlar birbirinin aynısı olarak yaratılmış olsaydı hukuk meydana gelemezdi. Herkes birbiriyle karıştırılırdı. Bir hırsız için kesin delil asla bulunamazdı, evli eşler birbirlerini başkalarından ayıramazlardı.





Allah (c.c.) zatını duyu organlardan gizlemesine karşın eserleri ile bize Kendi sini tanıtma yolunu seçmiştir. Allah (c.c.) sıfatlarını ve güzel isimlerini varlık öe2leminde tecelli ettirmiştir. Her şey O ndan söz ederken O Kendi sini gizlemiştir. Çünkü O, varlık öe2leminin ötesindedir; yaratıcıdır. Varlık öe2leminden yüce ve aşkındır (el-Aliyy, el-Müteöe2löee). Buna göre yaratılmış olan her şey Allahı (c.c.) bize tanıttığına göre çok değerlidir. Bu açıdan Allahın el-Höe2lık, el-Böe2ri , el-Musavvir güzel isimleri hem kulu yaratılmış olan şeylerde Allahı (c.c.) sıfat ve güzel isimleriyle tanımasına (tefekküre) sevk etmekte hem de kulun O nu bu güzel isimlerle yüceltmesini gerekli kılmaktadır.





4.tab el-Bedöee u (Allah [c.c.] eşsizdir, benzersizdir; örneksiz yaratandır)



tab Allah (c.c.) modelsiz ve örneksiz olarak bu evreni ve içerisindeki her şeyi yoktan yaratmıştır. O nun yaratmasına bir sınır koyamayız. Yarattığı şeylerin pek azından haberimiz bulunmaktadır. Cennet ve cehennem yaratıldıkları halde gözlerimizin önünde değildir ve bunlar bizlerin ölümümüzü, kıymetin kopmasını ve hesap olayını beklemektedirler. Ayrıca cinler ve melekler gibi duyu organlarımızdan gizlenen başka varlıkların öe2lemleri de bulunmaktadır. Allahın (c.c.) yaratma gücünü ve varlıklarını dünya yaratılalı beri yıldızlarının çoğunun ışığı bize ulaşamamış bu uçsuz bucaksız evrenle sınırlandıramayız. Allah (c.c.) mahiyetlerini bilemeyeceğimiz nice evrenlerin de sahibidir. Allahın (c.c.) mülküne ve yaratmasına bir son düşünülemez. Çünkü O, her an yaratma halindedir (Rahmöe2n suresi, ayet 29). Her yarattığı varlık da yüce Allah (c.c.) gibi eşsiz ve benzersiz bir özellik taşımaktadır.





tab El-Ahad güzel ismi Allahın (c.c.) eşsiz ve benzersiz oluşunu birlik ve teklik temelinde belirlemekteydi. El-Musavvir güzel isminde Allahın (c.c.) bu eşsiz ve benzersiz özelliklerin ve niteliklerin bir tecellisinin bulunduğunu belirtmiştik. Buna göre canlı varlıkların her bir türünün bireylerinde bütünüyle aynı özellik ve nitelikleri taşıyanını bulmak olanaksızdı. Allah (c.c.) bunların her birini birbirinden ayıracak özellik ve niteliklerle yaratmıştı. Parmak uçlarımızda dahi her birimizi diğerinden ayıran farklılıklar bulunmaktadır. El-Bedi güzel isminde ise bu eşsiz ve benzersiz olmada bir de güzellik cephesi söz konusudur.



tab

Mecazi aşklarda sevgililer birbirlerinin güzelliklerini gözlerinde büyütürler ve birbirlerine öe2şık olurlar. Zira her birinin güzelliğinde Allahın (c.c.) eşsiz ve benzersiz oluşundan gelen bir tecelli bulunmaktadır. Aşk eşsiz ve benzersiz olana duyulan çekim olarak da tanımlanabilir. Bu olgu Allahın (c.c.) eşsiz ve benzersiz bir güzellikte olduğuna da işarettir. Çünkü yarattığı varlıklar birbirlerine öe2şık olabiliyorlarsa ve Allah (c.c.) da bu güzellikleri yarattığına göre O onlardan daha eşsiz ve benzersiz bir güzelliğe sahiptir. El-Bedi güzel ismi asıl sevilecek ve öe2şık olunacak varlığın eşsiz ve benzersiz bir güzelliğe sahip olan Allah (c.c.) olduğunu da düşündürmektedir.





El- Musavvir güzel isminin yönü varlıklara dönüktür. El-Musavvir güzel ismi ile el-Höe2lık, el-Böe2ri olan Allahın (c.c.) varlıkları yaratıp türlerine ayırdıktan sonra her bir türün bireylerine de ayrı özelliklerle ve niteliklerle şekil vermesi tamamlanmaktadır. Zaten bu üç ismin birbiri ardı sıra gelmesi, bu düşünceyi kanıtlamaktadır. El-Bedi güzel isminde ise eşsiz ve benzersiz bir özellikte, nitelikte ve güzel olarak yaratılan varlıklardan hareketle Allahın (c.c.) da eşsiz ve benzersiz bir güzellikte olduğu düşüncesine ulaşılma söz konusudur.





Kuran-ı Kerim de Allahın (c.c.) bu güzel ismi fiil olarak şöyle bir cümleyle iki ayrı ayette geçmektedir: O gökleri ve yeri bir örnek olmaksızın yaratandır (Bakara suresi, ayet 117; En am suresi, ayet 101).





Demek ki Kuran-ı Kerim de Allah (c.c.) el-Bedi güzel isminin bu eşsiz ve benzersiz oluşunu, el-Musavvir güzel isminde olduğu gibi sadece bir türün bireylerinde söz konusu etmemekte, gökleri ve yeri kapsayacak bir genişlikte ele almaktadır. Her varlığın yaratılışındaki farklılık, özgünlük, ayrı bir güzellik Allahın (c.c.) el-Bedi güzel ismine işaret etmektedir. Nitekim yukarıdaki ayetin En am suresindeki devamında O nun çocuğunun ve eşinin olamayacağı, her şeyin O nun mahluku olduğu ve her şeyi bildiği bilgileri de işlenmiştir. Bu da yukarıdaki ayette geçen bedi fiili ile Allahın (c.c.) eşsiz, benzersiz ve kusurdan uzak (güzel) oluşuna vurgu yapıldığını göstermektedir.





El-Bedi güzel ismi, el-Musavvir güzel ismine göre Allahın (c.c.) benzersizliğini, eşsizliğini daha ileri bir derecede vurgulamaktadır. Örneğin Ahmet Mehmet e benzemez, derken benzemez sözcüğünü rahatlıkla kullanabiliriz. Ama Ahmet Tekir e benzemez diyemeyiz. Burada benzemez sözü uygun düşmemektedir. Çünkü Ahmet ile Tekir arasında mahiyet farkı vardır. Ahmet Tekir den ayrı bir varlıktır. Bunun gibi Allahın (c.c.) hiçbir güzel ismi ve sıfatı da yaratılmışlara benzemez, benzetilemez. Çünkü Allah (c.c.) mahiyet olarak insandan ayrıdır. Allah (c.c.) yaratıcıdır, insan ise yaratılmış bir varlıktır. İşte el-Bedi güzel ismi Allah (c.c.) ile yaratılmışlar arasındaki bu muazzam farklılığa dikkati çeker.





Yine yukarıdaki ayet-i kerimede dolaylı bir biçimde Allahın (c.c.) yaratma işine bir sınır koyamayacağımız, bir son düşünemeyeceğimiz de çıkarılmaktadır. Çünkü gökler ve yerler ifadesi ile bir sınırsızlığa ve sonsuzluğa dikkatimiz çekilmektedir. Nitekim yukarıdaki ayetin Bakara suresindeki devamında Allahın (c.c.) bir şeyi yaratmak isteyince sadece Ol! demesinin yeterli olduğu belirtilmektedir.





El- Bedi güzel ismi Allah a (c.c.) her şeyin yaratıcısı olarak büyük bir hayranlığı ve O nun güzel isimlerini yüceltmeyi gerekli kılmaktadır.

Muhsin İyi

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder