BURS

BURS

BEDEVİYYE TARİKATI

BEDEVİ TARİKATI

Seyyid Ahmed Bedevi(k.s.) camisi
   Bedeviyye tarikatı, Ahmet el-Bedevi tarafından kuruldu. Ahmed el Bedevi küçük yaşta ailesiyle birlikte Fas'tan Arabistan'a göçtü. Yüzüne Afrika Bedevileri gibi peçe taktığı için Bedevi lakabını aldı. Daha çok Mısır'da yaygın olan bir tarikat olan Bedeviyye, 'Ahmediyye' olarak da biliniyor. Bedeviyye, Ahmet el-Bedevi'nin mürşitlerinden Şeyh el- Berri'nin silsilesinin Ahmet er-Rifai'ye ulaşması nedeniyle Rıfaiyye'nin, kendisinin Ebu'l Hasan eş Şazeli ile görüşmesi sebebiyle de Şazeliyye'nin bir kolu olarak ele alınıyor. Tarikatın kuruluşunda Ahmed
el-Bedevi'nin ilk halifesi Abdül'al Fakih büyük çaba gösterdi. Şeyhlerden Salim ve İbrahim el Esmer gibi bazıları cehri zikir, mevlid törenleri ve beşik şeyhliği konularında yaşanan tartışmalar nedeniyle postişinlikten indirildi.
   Ahmed Bedevi Hazretleri tarafından kurulmuştur.  596/ 1200 senesinde Fas’ta dünyaya gelmiştir ve nesli Hz. Hüseyin ve Hz. Hasan kanalıyla Hz. Ali’ye dayanır. Yedi taşında iken ailesi manevi bir işaretle Mekke’ye hicret etti.
Daha küçük yaşta iken yalnızlığı tercih etti. Bu halinde iken hiç kimse ile konuşmak istemiyordu. İsteklerini işaretle karşılıyordu.
Sonrasında manevi bir işaretle Mısır’a yerleşmesi istendi. Hazırlıklarını tamamladıktan sonra yola çıktı. Bağdat’a uğradı. Ahmed er- Rufai ve Abdülkadir Geylani Hazretlerinin kabrini ziyaret etti. Bir sene kadar burada ikamet ettikten sonra Tanta’ya geçti. Mısır’a yaklaştığında, oranın büyüğü Hasan Saiğ Ehnai, “ Artık bu beldenin asıl sahibi geliyor.  Artık bize burada kalmak yaraşmaz” diyerek Mısır’ı terk etti.

   Bedeviler gibi ağzını ve burnunu kapattığı için “Bedevi” diye isimlendirildi. Bir başka rivayete göre, kendisini şehir hayatına alıştıramadığı için bu lakap kendisine ailesi tarafından verildi.
Nazarı keskin olan Ahmed Bedevi Hazretlerinin Şeyh Ali bin Naim el- Bağdadi vasıtasıyla Seyyid Ahmed er- Rufai’ye ve vasıtasız olarak Ebü’l- Hasan eş-Şazeli’ye intisapları vardır. Hüseyin Vassaf bu zatın kutup ve gavs olduğunu yazar.

   Seyyid, şerif, bedevi, kutup, Ebu’l-fena gibi bir çok lakabı olan, Haçlı seferlerine karşı direniş sergileyen Ahmed Bedevi’nin Evrad, Salatlar, Vesaya isimli eserleri vardır.
Yakın müridlerinden Abdü’l-al’a bazı öğütlerde bulunmuştur. Bunlardan bazıları şöyledir:
Ey Abdül’l-al, yetimlere şefkat göster, çıplağı giydir, aça yemek ver, gariplere ve misafire ikram et. Umulur ki, böylece Allah katında makbul kullardan olursun.
Dünya sevgisinden sakın. Çünkü o, tuzun balı bozduğu gibi Salih ameli bozar.
Allah’ı anmayı çoğalt, gafillerden olmaktan sakın. Bil ki, geceleyin kılınan iki rekat namaz gündüz kılınan bin rekat nafile namazdan daha faziletlidir.
Daha önceki tasavvuf ehli gibi, Ahmed Bedevi ile devrin fıkıh alimleri arasında da çeşitli çatışmalar yaşanmıştır.

     Ahmed Bedevi Hazretleri 675/1276 yılında vefat etti. Kendisinden sonra yerine halife olarak Abdül’al geçti.
Önemli bir halifesi, şeyhin emritle İskenderiye’ye gidip orada tarikatı yayan Şeyh Ebu’l-Feth el- Vasiti’dir.
Bir diğer halifesi Şeyh Abdülaziz Hazretleridir.
Bedeviyye tarikatı Şam, Yemen, Hicaz, Irak ve daha başka yerler yayıldı. İstanbul’da da Bedevi tekkeleri açıkmıştır. Kocamustafa Paşa civarında Şeyh Nail Efendi dergahı, Galata’da Mustafa Efendi dergahı, Beyoğlu’nda Eburrıza Mehmed Şemseddin Efendi, Beykoz’da Şeyh Seyyid Efendi ve Şeyh Ahmed Efendi dergahları, Üsküdar’da Mustafa İzzet Efendi dergahı, Toptaşı tabaklar Mahallesinda Şeyh Hasib Efendi dergahları bunlardandır.
Seyyid Ahmed Bedevi (k.s.)'nin Türbesi 

   Tarikata giriş merasimi şeyh ile mürid arasında cereyan eden soru ve cevaplarla başlar. “Arzu ve isteğin nedir?” sorusuna mürid adayı, “Ariflerin yoluna girmek için bana rehber olmanızı istiyorum” diye cevap verir. Şeyh, “Ben size sadece iyi şeyleri emrediyor ve kötü şeylerden sakınmanızı istiyorum” dedikten sonra adayın şu ifadeleri tekrarlamasını ve manalarım her zaman düşünmesini söyler: “Allah benimle beraberdir, Allah bana bakmaktadır, Allah bana şahittir”. Namaz ve zikirden sonra biat merasimi başlar. Bu sırada şeyh müridin baş parmağını elinin içine alır ve Feth süresinin 10-18. ayetlerini okur.
Bedevi hırkası ile tarikatın alem ve sancağı kırmızıdır. Bir gün Abdül’al (k.s) bu sancağı taşıyan insanda bulunması gereken şartları mürşidine sorduğunda şu karşılığı almıştı: Yalan söylememek, fuhuştan uzak durmak, haramlardan yüz çevirmek, iffetli olmak, Allah’tan korkmak, Kur’an’ın emirlerine boyun eğmek, zikre yapışmak, tefekküre devam etmek. Bedevi dervişlerinin kullandığı taç da iki terekli olup lenger kısınma kırmızı sarık sarılır.
Bedevi (k.s)’ye göre zikirde esas olan kalbî zikirdir. Buna rağmen Bedeviyye’nin zikri tarihî seyir içinde cehrî (sesli), kıyamı- kuudî (oturarak) olarak icra edilir hale gelmiştir. Bedevî dervişleri ayin sırasında heyecanları artınca birbirlerine sarılarak zikre devam ederler. Buna “Bedevi topu” adı verilir.
kaynak: Tarikatlar 2 -İsmail Mutlu
Ahmet el- Bedevi tarafından kurulan Bedeviyye, daha çok Mısır'da yaygın olan bir tarikat. Ayinlerinde birbirlerine sarılarak zikir yapmalarına "Bedevi topu" denen Bedeviyye, Bektaşilikle de benzerlikler gösteriyor.



ZİKİRDE "BEDEVİ TOPU"

Tarikatın piri Ahmed el-Bedevi'nin tarikatın esasları arasında kalp zikrini göstermesine rağmen, zamanla cehri zikir ve kıyamikuudi zikir de ayinlerde uygulandı. Bedevi tarikatında dervişlerin ayin sırasında heyecanları artınca birbirlerine sarılarak zikire devam etmelerine "Bedevi topu" deniyor. Tarikata giriş merasimi mürit adayıyla mürşidin karşılıklı yapılan soru-cevaplarla başlıyor. İlk olarak şeyhin "Arzu ve isteğin nedir?" sorusuna mürit adayı, "Ariflerin yoluna girmek için bana rehber olmanızı istiyorum" diye yanıt veriyor. Ardından şeyh "Bensize sadece iyi şeyleri emrediyor ve kötü şeylerden sakınmanızı istiyorum" dedikten sonra mürit adayına şu ifadeleri tekrarlaması ve anlamını düşünmesini söylüyor: "Allah benimle beraberdir. Allah bana şahittir." Soru-cevap kısmının ardından namaz kılınıyor ve zikir yapılıyor. Bu sırada şeyh adayın baş parmağını elinin içine alıp ayet okuyor.

ESAS RENK KIRMIZI

Bedeviyye'de kırmızı ana renktir. Bedevi hırkası ile tarikatın sancağı kırmızı renk. Bedevi dervişlerinin kullandığı tacı, iki tekerlekli olup kırmızı sarık sarılıyor. Ahmed el Bedevi'nin ilk halifesi Abdül'al kırmızı sancağı taşıyacak kişide bulunması gereken özellikleri, "Yalan söylememek, fuhuştan uzak durmak, haramlardan yüz çevirmek, iffetli olmak, Allah'tan korkmak, Kur'an'ın emirlerine boyun eğmek, zikire yapışmak, tefekküre devam etmek" şeklinde sıralıyor.
BEDEVİYYE TARİKATI

TASAVVUF OKULU

Bedeviyye'nin Mısır kültüründeki yeri Bektaşiliğin Anadolu'daki ve Rumeli'deki etkinliğiyle benzerlikler taşıyor. Ahmed el Bedevi'nin silsilesinin Hz. Ali'ye dayanıyor olması ve Hüseyni olması nedeniyle, Bedevviyye'nin zaman içinde Alevi bir tasavvuf okulu olarak görüldüğü söyleniyor. Celvetiyye tarikatının piri Aziz Mahmud Hüdai'nin "Vakı'at" isimli eserinde Bedevi ile Hacı Bektaş-ı Veli'nin kerametlerinden bahsettiği biliniyor. Zihicce ayının son haftasında Ahmed el-Bedevi için düzenlenen mevlid törenleri yüzyıllardır bir panayır havasında yapılıyor. Mısır ve diğer ülkelerden gelen 100 binlerce kişinin katıldığı bu törenler zaman zaman yasaklanmış olsa da bugünlere kadar taşındı. Her ne kadar Mısır'ın dışında etkinlik göstermemiş olsa da Evliya Çelebi Bursa'da bir Bedevi tekkesinin varlığından bahsediyor. Kocamustafapaşa Bedevi Tekkesi ve Kasımpaşa Uzunyol'daki Arapzade Bedevi Tekkelerinin varlığı bu tarikatın Anadolu'da az da olsa dervişinin varlığını gösteriyor.




Hiç yorum yok:

Yorum Gönder