119.
YÜZ ON DOKUZUNCU MEKTUP
Mîr hazretlerinin kıymetli mektûbu geldi.
Bu yol, aklın ermediği, şaşırdığı bir yoldur. Hadîs-i şerîfde,
(Bir kimseye deli denilmedikçe, imânı tâm
olmaz)
buyuruldu. Aklı başından gidince, çoluk çocuğun işlerini bırakır. Şunun bunun
düşüncesini unutur. Kalbin cem'iyyetine [temizliğine] kavuşur.
Dünyâya olan bu soğukluk, sizin yaratılışınızda vardır. Fekat,
bitmez tükenmez olaylar bunu örtmüşdür. Ne yapalım, bu ayrılıkda çok
ilgisizlik hâsıl olduğu anlaşılıyor. Bunu hemen düzeltmelidir. Bu güçsüzlüğü
güç olarak düşününüz! Kendinizi bu ayrılıkdan kurtarınız! Allah adamlarının toparlanması,
başkalarının toparlanmaları gibi değildir. Başkalarının toparlanmasına yarayan
şeyler bunların dağılmasına sebeb olur. Başkalarının dağılmasına sebeb olan
şeyleri yaparak, kendinizi toparlayınız! Eğer başkalarının topluluğunda,
bunlarda cem'ıyyet hâsıl olursa, bu cem'ıyyetden korkmalıdır.
Bunun zararından kurtulmak için, Allahü teâlâya yalvarma-
lıdır. Kendini, başkalarının hâlleri ile ölçmemelidir. Çünki,
sona varmadan önce olan mertebelerin hepsi çeşidli
derecelerde birer noksânlıkdırlar. Fârisî
mısra' tercemesi:
Tesavvuf büyükleri, sona gelmiyen kimselere, tesavvufu öğretmek
için izn vermişlerdir. Behâüddîn-i Buhârî "kaddesallahü
teâlâ sirreh", Ya'kûb-i Çerhîye
tarîkatı öğretdikden ve birkaç konak ilerletdikden sonra,
(Ey Ya'kûb! Bizden sana gelenleri, sen de başkalarına ulaşdır) de-
mişdi. Böyle olmakla berâber, kendisinden sonra, Alâ'üddînin
hizmetinde bulunmasını ona emr buyurmuşdu. Kazancının çoğuna, Hâce Alâ'üd-
dîn hazretlerinin "kuddise sirruh" hizmetinde
kavuşmuşdu. Bunun içindir ki, mevlânâ Abdürrahmân Câmî' "kuddise
sirruh", (Nefehât) kitâbın-
da, Ya'kûb-i Çerhîyi önce hâce Alâ'üddînin mürîdleri arasında
saymak- da, ikinci olarak da hâce Nakşibend
hazretlerine bağlamakdadır. Sözün kısası, bu
gönül dağınıklığının ilâcı, gönlünü Allahü teâlâya vermiş olanların
sohbetidir. Böyle olduğu çok çok bildirilmişdir.
Mevlânâ Muhammed Sıddîkın, fakîrler
sohbetini bırakarak, ücretle askere gitdiği işitildi. Yazıklar olsun, binlerle
yazıklar olsun! Bir kimseyi en yüksek
makâmdan, en aşağıya düşürmelerine yazıklar olsun! Askerlikde,
gönlünü yâ toparlıyabilir veyâ toparlıyamaz. Toparlıyabilirse
fenâdır. Eğer toparlıyamazsa, dahâ fenâdır. Yâ Rabbî!
Bizlere, doğru yolu göster- dikden sonra,
kalbimizi kaydırma! Sonsuz rahmetinden bizlere serp! İyilik yapan ancak
sensin. Vesselâm.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder