BURS

BURS

1 Nisan 2012 Pazar

119. YÜZ ON DOKUZUNCU MEKTUP


 119. 
 YÜZ ON DOKUZUNCU MEKTUP

Mîr hazretlerinin kıymetli mektûbu geldi. Bu yol, aklın ermediği, şaşır­dığı bir yoldur. Hadîs-i şerîfde, (Bir kimseye deli denilmedikçe, imânı tâm
olmaz) buyuruldu. Aklı başından gidince, çoluk çocuğun işlerini bırakır. Şu­nun bunun düşüncesini unutur. Kalbin cem'iyyetine [temizliğine] kavuşur. Dünyâya olan bu soğukluk, sizin yaratılışınızda vardır. Fekat, bitmez tü­kenmez olaylar bunu örtmüşdür. Ne yapalım, bu ayrılıkda çok ilgisizlik hâ­sıl olduğu anlaşılıyor. Bunu hemen düzeltmelidir. Bu güçsüzlüğü güç ola­rak düşününüz! Kendinizi bu ayrılıkdan kurtarınız! Allah adamlarının to­parlanması, başkalarının toparlanmaları gibi değildir. Başkalarının topar­lanmasına yarayan şeyler bunların dağılmasına sebeb olur. Başkalarının da­ğılmasına sebeb olan şeyleri yaparak, kendinizi toparlayınız! Eğer başka­larının topluluğunda, bunlarda cem'ıyyet hâsıl olursa, bu cem'ıyyetden korkmalıdır. Bunun zararından kurtulmak için, Allahü teâlâya yalvarma- lıdır. Kendini, başkalarının hâlleri ile ölçmemelidir. Çünki, sona varmadan önce olan mertebelerin hepsi çeşidli derecelerde birer noksânlıkdırlar. Fârisî mısra' tercemesi:
Tesavvuf büyükleri, sona gelmiyen kimselere, tesavvufu öğretmek için izn vermişlerdir. Behâüddîn-i Buhârî "kaddesallahü teâlâ sirreh", Ya'kûb-i Çerhîye tarîkatı öğretdikden ve birkaç konak ilerletdikden sonra, (Ey Ya'kûb! Bizden sana gelenleri, sen de başkalarına ulaşdır) de- mişdi. Böyle olmakla berâber, kendisinden sonra, Alâ'üddînin hizmetin­de bulunmasını ona emr buyurmuşdu. Kazancının çoğuna, Hâce Alâ'üd- dîn hazretlerinin "kuddise sirruh" hizmetinde kavuşmuşdu. Bunun için­dir ki, mevlânâ Abdürrahmân Câmî' "kuddise sirruh", (Nefehât) kitâbın- da, Ya'kûb-i Çerhîyi önce hâce Alâ'üddînin mürîdleri arasında saymak- da, ikinci olarak da hâce Nakşibend hazretlerine bağlamakdadır. Sözün kısası, bu gönül dağınıklığının ilâcı, gönlünü Allahü teâlâya vermiş olan­ların sohbetidir. Böyle olduğu çok çok bildirilmişdir.
Mevlânâ Muhammed Sıddîkın, fakîrler sohbetini bırakarak, ücretle as­kere gitdiği işitildi. Yazıklar olsun, binlerle yazıklar olsun! Bir kimseyi en yüksek makâmdan, en aşağıya düşürmelerine yazıklar olsun! Askerlikde, gönlünü yâ toparlıyabilir veyâ toparlıyamaz. Toparlıyabilirse fenâdır. Eğer toparlıyamazsa, dahâ fenâdır. Yâ Rabbî! Bizlere, doğru yolu göster- dikden sonra, kalbimizi kaydırma! Sonsuz rahmetinden bizlere serp! İyi­lik yapan ancak sensin. Vesselâm.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder