120.
YÜZ YİRMİNCİ MEKTUP
Mîr hazretleri unutmuş olacaklar ki, bir
selâm ve bir haber ile hâtırlamı- yorlar. Dünyâ
hayâtı pek kısadır. Bunu en lüzûmlu şeyde kullanmak gerekir. Bu en lüzûmlu şey
de, kalbini toparlamış olanların yanında bulunmak- dır.
Hiçbirşey sohbet gibi fâideli değildir. Resûlullahın "sallallahü aleyhi ve
sellem" Eshâbı, sohbet ile, başkalarından dahâ üstün
oldular. Peygamberlerden "aleyhimüsselâm" başka herkesden, hattâ
Veysel Karânîden ve Ömer Mervânîden dahâ
üstün oldular. Hâlbuki Veysel Karânî ile Ömer bin Abdül'azîz
bin Mervân son dereceye yükselmişler ve sohbetden başka ke-
mâlâtın hepsine varmışlardı. Bunun için, Hazret-i Mu'âviyenin
yanılması, Resûlullahın sohbeti bereketi ile, o
ikisinin doğru işlerinden dahâ hayrlı oldu. Bunun gibi, Amr ibni Âsın yanlış
bir işi, o ikisinin şü'ûrlu işinden dahâ üstün
oldu. Çünki bu büyükler, Resûlullahı görmekle ve melekle birlikde
bulunmakla ve vahyi ve mu'cizeleri görmekle, îmânları görerek
inanmak oldu. Bu saydığımız üstünlükler, bütün başka üstünlüklerin temelidir,
kaynağıdır. Eshâb-ı kirâmdan başkası bunlara kavuşamamışdır. Veysel Karânî,
sohbetin bu üstünlüklerini bilseydi, hiçbirşey onu sohbetden
alıkoyamazdı. Bu üstünlüğe kavuşmak için herşeyi bırakırdı. Allahü teâlâ dilediğine
rahmetini saçar. Onun ihsânı boldur. Fârisî beyt tercemesi:
İskender, âb-ı hayâta kavuşamadı, Ni'mete kavuşmak zorla, zerle olmadı.
Yâ Rabbî! Bu dünyâda bizi O büyüklerin
zemânında yaratmadın ise de, âhıretde mahşer
meydânında bizi onların arasında bulundur! Peygamberlerin efendisi hurmetine
"aleyhi ve aleyhimüssalâtü vettehıyyâtü vetteslî- mât"
bu düâmızı kabûl buyur!
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder