126.
YÜZ YİRMİ ALTINCI MEKTUP
Mîr Seyyid kardeşim! Tâlib
(Lâ ilâhe) derken, kendi içinde ve dışarda olan
bütün bozuk ma'bûdları yok etmesi ve (İllallah)
derken, hak ma'bûd olarak fikrine,
vehmine gelen şeylerin hepsini de nefy etmesi, koğması lâzımdır. Hak olan bir
ma'bûdün yalnız var olduğunu düşünmeli, bundan başka hâtırına hiçbirşey
getirmemelidir. Allahü teâlânın zâtında hiçbirşey ve vücûd
ya'nî var olması bile bulunmaz. Onu, vücûdden başka olarak aramak
lâzımdır. Ehl-i sünnet âlimleri "Allahü teâlâ onların
çalışmalarına bol bol iyilikler
versin!" ne güzel söylemişlerdir. Allahü teâlânın vücûdü, zâtından
başkadır, buyurmuşlardır. Vücûdü zâtdan başka bilmemek ve
vücûdden başka birşeyin varlığına inanmamak, kısa görüşlü olmakdır. Şeyh
Alâüddev- le "kaddesallahü sirrehül'azîz",
(Vücûd âleminin üstünde, Melik-il-vedûd âlemi
vardır) demişdir. Bu fakîri vücûd mertebesinden yukarı götürdüklerinde, çok
zemân, o hâlde kalmışdım. Zevk ile, vicdân ile kendimi
(Mu'at- tala fırkası)ndan ya'nî sıfatlara inanmayanlardan
sanmışdım. Allahü teâlânın vücûd sıfatını bilmedim. Çünki, vücûd sıfatı geride
kalmışdı. Zât mertebesinde vücûdun yeri yokdu. O hâldeki
îmânım, îmân-ı taklîdî idi. Tah- kîkî değildi.
Sözün kısası, insanın hâtırına, hayâline gelen herşey de, kendisi gibi
mahlûkdur. Mahlûklarından kendisine doğru hiçbir yol açmayan,
yalnız Onu anlamakdan âciz olmak, gücü yetememek yolunu açık
bırakan Rabbimizi tesbîh ederiz. O her aybdan,
kusûrdan, lekeden uzakdır, temizdir.
(Fenâ-fillah) ve (Bekâ-billah)
denilen mertebelere varmak, müm- kin vâcib
olur demek değildir. Böyle şey olamaz. Böyle şeyin olması, ha-
kîkatleri bozmak, birbirine karışdırmak olur. Mahlûk, sonradan
yaratılmış olanlar, vâcib olamayacakları, hep var
olamayacakları için, vâcibden müm- kinin
eline geçen şey yalnız Onu anlıyamamakdır. Fârisî beyt tercemesi:
Çok yüksekleri arayan tâlib,
kavuşulamayacak, adı ve nişânı bulunamayacak bir varlığı arar. Birçokları ise,
kendilerinden başka olmayan varlığı aramakda,
ona yaklaşmağa, berâber olmağa uğraşmakdadır. Fârisî mısra'
tercemesi:
Geçmişiniz ve geleceğiniz hayrlı olsun!
Okusan, anlarsın sen de, o zemân, Ne diyor
Muhammed aleyhisselâm?
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder