127.
YÜZ YİRMİ YEDİNCİ MEKTUP
Kıymetli mektûbunuz geldi. Buraya
gelemediğinizin sebebini yazıyorsunuz. Doğrudur. Şimdiye kadar yapdığınızdan
dahâ da çok yapınız. Lâzım olan hizmeti tâm
yapamadığınızı düşününüz. Ahkâf sûresinin onbeşinci âyetinde meâlen,
(İnsanlara, analarına babalarına ihsân etmelerini söyledik) buyuruldu.
Lokmân sûresinin ondördüncü âyetinde meâlen, (Bana ve anana
babana şükr et!) buyuruldu. Böyle olmakla berâber, bütün bu iyi
işler, hakîkî varlığa kavuşmak yanında boş, fâidesiz kalırlar. Sülûk konaklarını
geçmek yanında lüzûmsuz, boş şeylerdir. (Ebrârın iyilik olarak yap-
dıkları, mukarrebler yanında günâh olur) sözünü işitmişsinizdir.
[Bu sözü, şeyh Ebû Sa'îd-i Harrâz söylemişdir
"kaddesallahü sirrehül'azîz".] Fârisî beyt
tercemesi:
Herne ki güzeldir, Allah sevgisinden başka, Hepsi câna
zehrdir, şeker gibi de olsa!
Allahü teâlânın hakkı, bütün mahlûkların
haklarından dahâ önce gelir. Onların haklarını
gözetmek de, Onun emri iledir. Yoksa, Onun hizmetini bırakıp
da, başkalarına hizmet etmek kimin elinden gelebilir? Bunun için,
başkalarına hizmet etmek, Ona olan hizmetlerden biri olur. Fekat,
hizmetler arasında çok fark vardır. Tarlayı sürenler ve ekini biçenler de,
pâdişâhlara hizmet etmekdedir. Fekat, serâyda olanların yapdıkları hizmetlerin
şerefi başkadır. Bunların yanında, tarlayı sürmek ve ekini biçmek gibi şeyler
söylemek, suç bile olur. Her işin karşılığı, o işin kıymetine göre ölçülür.
Tarla sürenler, sabâhdan akşama kadar ter içinde çalışır. Buna
karşılık, az birşey alır. Mukarrebler ya'nî sultâna yakın
olanlar ise, her sâatde yüzlerce lira alırlar. Böyle olmakla berâber, bunların
bu paralarda hiç gözleri yok- dur. Gözleri,
gönülleri hep sultândadır. Aralarındaki farkı düşününüz! Ferrûh
Hüseyn, oldukça ilerlemekdedir. Onun için üzülmeyiniz! Dahâ ne
yazayım. Vesselâm.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder