BURS

BURS

3 Temmuz 2012 Salı

Hz. HIZIR (a.s)

Hz. Möfbsöe2 döneminde yasamis ve peygamber olmasi kuvvetle muhtemel, hikmet ve ilim sahibi bir sahsiyet.



Kur'öe2n-i Keröeem'de, Hizir (a.s.)'in isminden açikça bahsedilmez. Ancak Kehf Söfbresi'nin 60-82. öe2yetlerinde yer alan Hz. Möfbsöe2 ile ilgili kissadan "Katimizdan kendisine bir rahmet verdigimiz ve kendisine ilim ögrettigimiz kullarimizdan bir kul..." (18/65) diye sözü edilen sahsin Hizir (a.s.) oldugu anlasilmaktadir. Çünkü bizzat Peygamber Efendimizden gelen sahöeeh hadislerde bu sahsin Hizir oldugu açikça belirtilmistir (bk. Buhöe2röee, ilm 16, 44, Tefsöeeru'l-Kur'öe2n, Tefsöeeru Söfbrati'l-Kehf 2-4; Müslim, Fedöe2il 170-174).



Bu rivayetlere göre bir gün Hz. Möfbsöe2 isröe2il ogullari arasinda vaaz ederken ona kendisinden daha hikmet ve ilim sahibi kimsenin olup olmadigi sorulmustu. Hz. Musöe2: "Hayir, yoktur!" diye cevap verince Cenöe2b-i Hak bir vahiyle Hz. Möfbsöe2'yöe2 Mecme'u'l-Bahreyn'de (iki denizin kavusum yerinde) kullarindan salih bir kul olan el-Hadir (Hizir)'in kendisinden daha öe2lim oldugunu bildirdi. Bunun üzerine Hz. Möfbsöe2 hizmetinde bulunan genç bir delikanli ile Hizir'i bulmak üzere uzun bir yolculuga çikti. ikisi, iki denizin birlestigi yere ulasinca, yolculukta yemek üzere azik olarak yanlarina aldiklari baliklarini unutmuslardi ve balik bir delikten kayip denizi boylamisti. Hz. Möfbsöe2 oradan bir süre uzaklastiktan sonra yemek için delikanlidan baligi çikarmasini istedigi zaman baligin denize dalip kayboldugunu föe2rkettiler. Hz. Möfbsöe2'nin Hizir'i bulmasinin alöe2meti, bu baligin kaybolmasi oldugundan derhal oraya geri döndüler ve orada Hizir (a.s.)'i buldular. Bundan sonra Hz. Möfbsöe2'nin Hizir ile, Kehf Söfbresi 66-82. öe2yetlerinde anlatilan yolculugu basladi.



Hz. Möfbsöe2'nin yolculugunda azik olarak tasidigi baligin Mecme'u'l-Bahreyn'de denize dalip kaybolmasi, bazi rivayetlerde ve çesitli islöe2m milletlerinin folklorunda, bu arada Türk folklorunda da bu suyun öe2b-i hayat oldugu, ölüleri bile canlandiran, içenleri ölümsüzlestiren bir hayat iksiri oldugu seklinde izah olunmus, burada baligin canlanip denize dalmasi meselesinde bir peygamberin hayatinin ve Cenöe2b-i Hakk'in kudretinin söz konusu oldugu unutulmustur. Buna bagli olarak, Mecme'u'l-Bahreyn bölgesinde yasayan birisi olarak Hizir (a.s.)'a da ölümsüzlük isnöe2d edilmis ve kendisine beser üstü güçler ve yetkiler verilmistir.



Hizir aleyhisselöe2ma verilen ilmin mahiyetini anlayabilmek için Musa (a.s.) ile olan yolculugunu Kur'öe2n-i Keröeem kisaca söyle anlatir: Hizir (a.s.), yolculukta karsilasacaklari olaylara Musa peygamberin sabredemeyecegini kendisine hatirlatmis ve O'ndan sabir için söz almistir (el-Kehf,18/66-70). Önce deniz sahilinde, yolculuk için bir gemiye binmislerdi. Hizir (a.s.) bir balta ile gemiyi delince kaptan tamir için geri dönmek zorunda kalmistir. Musa (a.s.) sabredemeyip söyle demistir: "Gemiyi, yolcularini bogmak için mi deldin? Dogrusu çok kötü bir is yaptin" (el-Kehf; 18/71). Yolculugun sonunda, ilk bakista görünmeyen ve perde arkasi bilgi niteligindeki sebebi Hizir (a.s.) söyle belirtir: "O, deldigim gemi, denizde çalisan birkaç yoksulundu. Onu kusurlu yapmak istedim. Çünkü gemi yolculuga devam ederse, ileride her saglam gemiye el koyan bir kral (deniz korsanlari) vardir" (el-Kehf, 18/79). Yolculuk sirasinda, diger çocuklarla oynamakta olan bir çocugu öldürdü. Musa (a.s.): "Kisas olmadan, masum bir cana nasil kiyarsin? Dogrusu çok kötü bir is yaptim, dedi" (el-Kehf,18/74). Küçük çocugun bu erken yasta vefat ettirilme sebebi Hizir (a.s.) tarafindan söyle açiklandi: "Öldürdügüm erkek çocuga gelince; onun anne ve babasi mü'min kimselerdi. ileride onlari isyan ve inköe2ra sürüklemesinden korktuk istedik ki, Rableri bu ölen çocuk yerine kendilerine ondan daha temiz ve daha merhametli birini versin" (el-Kehf, 18/80,81). Burada Cenöe2bi Hak'kin, anne-babanin hayirli kimseler olmasi sebebiyle, ileride kendilerini üzecek, büyük sikintilara sokacak bir çocugu erken yasta vefat ettirip, onun yerine daha hayirli bir evladin verilmesinin, gerçekte o aile için " hayir" olduguna isaret ediliyor.



Yolculugun üçüncü merhalesi Kur'an'da söyle anlatilir: "Musa ve salih kul yollarina devam ettiler. Sonunda bir köye varip, halkindan yiyecek istediler. Halk ise onlari misafir etmek istemedi. Musa ve salih kul, orada yikilmak üzere olan bir duvar gördüler, Salih kul hemen onu dogrultuverdi. Bunun üzerine Musa: "isteseydin buna karsilik bir ücret alirdin, dedi. Salih kul söyle dedi: iste bu seninle benim aramizin ayrilmasi demektir. Sabredemedigin seylerin içyüzünü sana anlatacagim" (el-Kehf, 18/77,78). Evi, ücretsiz tamir etmesini salih kul (hizir) söyle açiklar: "Bu ev, sehirde iki yetim çocugun idi. Duvarin altinda kendilerine ait bir hazine vardi. Bunlarin babalari salih bir kimseydi. Rabbin, onlarin rüstlerine erip, hazinelerini bizzat kendilerinin çikarmalarini istedi. Bu Rabbinden bir rahmettir. Ben bunlari kendiligimden degil, Allöe2h'in emriyle yaptim. iste, sabredemedigin seylerin içyüzü budur" (Kehf 18/82).



Bu hikmetlerle dolu yolculuktan, insanlarin günlük hayatta karsilastiklari bir takim olaylarin, bazan büyük felaketlerin bir görünen yüzünün bir de asil perde arkasinin bulundugu anlasilmaktadir. Bazan ser olarak görülen olaylarin arkasindan büyük hayirlarin ortaya çiktigi görülmektedir. öc2yet-i Keröeemelerde söyle buyurulur: "Hosumuza gitmedigi halde, savasmak size farz kilindi. Belki de hosumuza gitmeyen bir sey sizin için daha hayirlidir. belki hosunuza giden bir sey de sizin için daha kötüdür. Allah bilir siz ise bilmezsiniz (el Bakara, 2/216). "... Eger karilarinizdan hoslanmiyorsaniz. olabilir ki, hosunuza gitmeyen bir seyde Allah, sizin için çok hayir takdir etmistir. " (en-Nöeesöe2, 4/19). Rasöfblullah (s.a.s.), Hizir (a.s.)'in ilmiyle ilgili olarak, gemi yolculugu sirasindaki bir konusmayi söyle nakleder: "Bir serçe, denizden gagasiyla su alip, gemiye konmustu. Hizir (a.s.) bunu Hz. Musa'ya göstererek söyle dedi: Allöe2h'in ilmi yaninda, benim ve senin ilmin, su serçenin denizden eksilttigi su kadar bir seydir" (Buhöe2röee, ilm, 44, (el-Enbiyöe2, 27, Tefsöeeru Söfbre 18/2; Müslim, Fezöe2il, 180; Ahmet b. Hanbel, Müsned, II, 311, V, 118; bilgi için bk. Ibn Kesöeer, Tefsöeeru'l-Kur'öe2ni'l-Azöeem, istanbul 1985, V,172-185).

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder