İdris aleyhisselöe2mdan sonra gönderilen peygamberlerden. korkusundan döe2ima ağladığı için adına, çok ağlayan, inleyen möe2nöe2sına gelen "Nuh" denilmiştir. İdris aleyhisselöe2m insanlara peygamber olarak gönderilip onlara doğruyu gösterdikten sonra diri olarak göke kaldırıldı. Onun göke kaldırılmasından sonra insanlar doğru yoldan ayrıldılar. Onu çok sevenler ayrılık acısına dayanamadılar. Resmini yapıp seyrettiler. Daha sonra gelenler, bu resimleri tanrı sandılar ve çeşitli heykeller yaputperestpıp, tapmaya başladılar. Böylece insanlar arasında lik meydana çıktı. İnsanlar putlara tapmaya başladıktan sonra, gün geçtikçe aralarında, zulüm, zorbalık, fitne, ahlöe2ksızlık gibi kötülükler artıp yayıldı. Hazret-i Nuh, böyle bir cemiyet içinde çocukluğundan beri doğru yolda bulunan, ü teöe2löe2ya iböe2det eden söe2lih bir kul idi. Sulama işleriyle, çiftçilikle, hayvan yetiştirmekle, marangozluk ve ev inşasında çalışıyordu. Doğru yoldan ayrılmış olan insanların kötülüklerinden de tamöe2men uzak duruyordu. Elli yaşında iken, ü teöe2löe2, onu insanlara peygamber olarak gönderdi. Kendi zamöe2nında yaşayan bütün insanlara peygamber olarak gönderilen Nuh aleyhisselöe2m, ömrünü sonuna kadar insanları ü teöe2löe2ya iman etmeye, o'nun emirlerine uymaya, döe2vet edeceğine söz (misak) verdi. Ona yeni bir din ve kitap verilmeyip, kendinden önceki peygamberlerin dinlerindeki hükümleri dokuz yüz elli sene insanlara bildirdi, onları hidöe2yete çağırdı. Peygamber olarak gönderildiği insanlar Kur'öe2n-ı kerimde; puta tapan, günahkar, kötü ve kalpleri kararmış bir millet olarak vasfedilmektedir. Kur'öe2n-ı kerimde meöe2len; "Muhakkak ki biz, Nuh'u (aleyhisselöe2m) kavmine resöfbl olarak gönderdik" (A'röe2f söfbresi: 59) buyrulmaktadır.
Nuh aleyhisselöe2m kavmine kendilerine peygamber olarak gönderildiğini, putlara tapmaktan, haksızlıktan ve zulümden vazgeçip, ü teöe2löe2ya iman edip, o'nun emirlerine uymalarını bildirdi. Fakat zulüm ve zorbalığa alışmış ve başkalarını tahakküm altına almak isteyen insanlar inanmadılar ve ona düşman oldular. Nuh aleyhisselöe2m onlara nasihat ederek: "Ben size doğru yolu göstermek, zulmü kaldırıp, adöe2leti yaymak için tarafından gönderildim. Herkesin putlara tapmaktan vazgeçip bir olan 'a iböe2det etmesini, kulluk yapmasını bildiriyordum" dedi. Kavmiyse bu davete inanmayarak emirlerine uymamakla ve sapıklıklarıda ısrar ediyordu. Çok az kimse imöe2n etmişti. Fakat Nuh aleyhisselöe2m tebliğ vazifesini yapıp, kavmini yılmadan, yorulmadan devamlı söfbrette 'a imöe2n ve kulluk etmeye çağırıp, isyan ederlerse azöe2ba yakalanacaklarını bildiriyordu. Kavmi ise bu döe2vete uymadıkları gibi, Nuh aleyhisselöe2mı kendilerine doğruyu, hakkı anlatırken dinlememek için elbiseleriyle başlarını kapatıyorlardı. Bir tarafdan da ona inananlara zulüm ve işkence yapıyorlardı. Hazret-i Nuh'un döe2veti, günden güne uzaktan yakından duyuluyor, her yerde ondan bahsediliyordu. O'na imöe2n etmeyenlerse bundan endişe duyuyor ve düşmanlıklarını safha safha artırıyorlardı. Nuh aleyhisselöe2m gittikçe azan kavmine "Ben size zor ve güç bir teklif yapmıyorum. Puta tapmaktan vazgeçip ü teöe2löe2ya iböe2det ediniz. Sizlerin herbir grubu başka bir gruptan korkuyor zulüm görüyorsunuz ve zulmediyorsunuz. 'tan korkunuz zulmedenlerden ve mazlumlardan olmayınız. " diyordu. Yılar sürüp gidiyor, Nuh aleyhisselöe2m ise tebliğ vazifesini devamlı olarak yapıyordu. Çok az kimse imöe2n etmişti. Diğer insanlarsa iş söe2hibi zorbalar, kötü işlerle uğraşan kimseler veya düşkünlük içinde hayat süren zelil, esir ve muhtaç kimselerdi. Her geçen gün daha bedbahtlaşan bu insanlar, bir türlü fitne, fesat ve sapıklıktan el çekmiyorlardı. Nuh aleyhisselöe2m böylesine düşmüş olan insanlara acıyor, şefkat ve sabırla onları kurtarmaya çalışıyordu. Onlar ise bunu idrak edemeyip karşı çıkıyorlar, hazret-i Nuh'u taşa tutuyorlar, onu şehirden kovuyorlar, evini harap ediyorlar, sapıklıkla itham ediyorlardı. Bir türlü kötülüklerini anlayıp, azgınlıktan vazgeçmiyorlardı. İsyanları sebebiyle ü teöe2löe2 onlara gadap etti. Senelerce yağmur yağdırmadı. Malları, hayvanları helak oldu. Bağları bahçeleri kuruyup, servetleri kayboldu, nesilleri kesildi. Son derece muhtaç ve fakir höe2le düştüler. Onların bu höe2li karşısında Nuh aleyhisselöe2m; "Ey kavmim başınıza gelen bunca belöe2lar günahlarınız sebebiyledir. Putlara tapıp, 'a iböe2det etmekten kaçındığınız için ü teöe2löe2 size gadap etti. Bu sebeple yağmurlar kesildi. Büyük sıkıntılara düştünüz. Ama Rabbinizden günahlarınızın bağışlanmasını isteyin, sizi affedip üzerinize rahmet yağmuru göndersin. Size mallar ve evlatlar ihsan ederek şmdat etsin. Nihöe2yet bir gün ölüp kabre gireceksiniz. Rabbiniz sizi bir müddet kabirde beklettikten sonra diriltecek ve amellerinizin cezöe2sını ve müköe2föe2tını verecek. " diyerek daha birçok husöfbsu iyice anlatıp onlara ehemmiyetle nasihat etti. İsyandan vaz geçmezlerse daha ağır azaplara düşeceklerini bildirdi. Nuh aleyhisselöe2m ve bildirdiklerine inanmayıp putlara tapmakla israr eden azgın millet; "Ey Nuh gerçekten bizimle çok mücöe2dele ettin, bunda da çok ısrarla davrandın. Bu işe başladığın gündenberi bizi devamlı olarak azapla korkutup durdun. Artık sözünde doğru isen şu azöe2bı getir de görelim. Artık ne olacaksa olsun. " diyerek onun nasihatlarını ve döe2vetlerini hiç kabul etmedikleri, Kur'öe2n-ı kerim'de Höfbd söfbresinde (ayet 32) bildirilmektedir. Nöfbh aleyhisselöe2m kavminin bu tutumu karşısında aslöe2 yılmadan, tebliğ vazifesini devöe2m ettiği höe2lde, onların bir türlü imöe2na gelmeyeceklerini iyice anladı. Bunun üzerine meöe2len şöyle duöe2 ettiği Kur'öe2n-ı kerim'de bildirilmektedir: "Nuh (aleyhisselöe2m) dedi ki: "Ey Rabbim! yeryüzünde, hareket eden hiçbir köe2fir bırakma! Eğer sen onları bırakırsan, kullarını dalöe2lete, sapıklığa sürüklerler. Hem bundan sonra onların çoluk çocuğu olmaz. Olsa bile çocukları föe2cir ve küfürde pek ileri kimseler olurlar. Ey Rabbim! beni, anamı, babamı, mümin olarak evime girenleri, erkek, kadın bütün müminleri mağfiret eyle, bağışla, zöe2limlerin (köe2firlerin) ise ancak helöe2k ve hüsröe2nlarını arttır. " (Nuh söfbresi: 26-28) ve "(Nuh aleyhisselöe2m duöe2 edip) dedi ki: Yöe2 Rabbi! Gerçekten kavmim beni tekzip etti. Beni yalanladı. Artık benimle onların arasındaki hükmü sen ver. Beni ve beröe2berimdeki müminleri kurtar. " (Şuaröe2 söfbresi: 117-118) Nuh aleyhisselöe2mın bu duöe2sı üzerine, Kur'öe2n-ı kerimde ü teöe2löe2nın ona meöe2len şöyle vahy ettiği bildirilmektedir: "Nuh'a vahy olundu ki; kavminden daha önce imöe2n etmiş olanların dışında hiç kimse imöe2n etmeyecek. O höe2lde sen, kavmin seni yalanladıkları için ve sana ezöe2 verdikleri için mahzöfbn olma, kederlenme ki; onlardan intikam alma vakti gelmiştir. Nezöe2retimiz altında ve vahy ettiğimiz, bildirdiğimiz şekilde bir gemi yap! Zöe2limler (köe2firler) hakkında bana duöe2 etme. Ziröe2 onlar (suda) boğulacaklardır. " (Höfbd söfbresi: 36-37) Nuh aleyhisselöe2m kendisine gönderilen vahiy üzer, ne hemen bir gemi yapmaya başladı. Geminin yapılmasında Cebröe2il aleyhisselöe2m, ü teöe2löe2nın emri üzerine yardımcı oluyor ve nasıl yapılacağını töe2rif ediyordu. Nuh aleyhisselöe2m ve imöe2n eden müminler de geminin yapılmasında çalıştılar. Geminin inşöe2sını gören putperestler; "Şimdi de marangozluğa mı başladın?" diyerek alay ediyorlardı. Hazret-i Nuh ise; "Benimle alay ediyorsunuz ama, rezil edici azöe2bın kime geleceğini ve kime sürekli azöe2bın ineceğini göreceksiniz. " diyordu. Nuh aleyhisselöe2m, yüzyılar boyu insanları ü teöe2löe2ya imöe2n etmeye çağırdığı höe2lde insanların imöe2n etmemeleri sebebiyle helöe2k olmalarının yaklaştığı sırada son olarak şöyle dedi. "Ey insanlar! Ben size doğru yolu göstermek için tarafından görevlendirildim. Bir ömür boyu size nasihat ettim. Dinlemediniz, benimle alay ettiniz, sabır ve tahammül gösterdim. Bana, inananlara eziyet edip, incittiniz ü teöe2löe2 yer yüzünü zulüm ve küfürden temizleyecek. Geliniz, döe2vetimi kabul ediniz. Cöe2hillik etmeyiniz ü teöe2löe2ya itöe2at ediniz. Ben sizin hayır ve iyiliğinizi istiyorum. Siz bilmiyorsunuz ama, 'ın azöe2bı en kısa zamanda büyük bir tufan şeklinde gelecek. Bildirdiklerime inanmayan herkes helöe2k olacaktır. Şu yaptığım gemi, imöe2n edenlerin binip kurtuluşa ereceği gemidir. 'a imöe2n etmeyen öe2siler suda boğulacaktır. Kurtulmayı isteyen imöe2n etsin ve benimle yolcu olsun. Bu benim, herkesin duyması gereken son sözümdür. " Nuh aleyhisselöe2mın son olarak söylediği bu sözlerine de uymayan insanlar; "Ey Nuh, uzun yıllardan beri bu sözleri söylüyorsun. Şimdi de kuru bir çöl ortasında büyük bir gemi yaptın. bizi tufanla korkutuyorsun biz sana da söylediklerine de inanmıyoruz. " dediler. Nihöe2yet bir müddet sonra geminin yapımı tamamlandı. Hazret-i Nuh'un yaptığı ve üç katlı olduğı rivöe2yet edilen bu geminin ateş yanarak kazanı kaynayıp hareket ettiği (Buharlı bir gemi olduğu) Kur'öe2n-ı kerim'de açıkça bildirilmektedir. Höfbd söfbresi, 40 öe2yet-i kerimesinde meöe2len buyruldu ki: "Nihöe2yet helak etme emrimizin azöe2bımızın vakti geldiği, tennöfbrun (fırının) taşıp fışkırdığı (yöe2hut gemi kazanının kaynadığı) zaman biz Nuh'a şöyle emreyledik ki, kendisinden faydanılan hayvanların her cinsinden erkek ve dişi birer çift hayvanı gemiye koy. Üzerlerine boğulma emri takdir edilenler höe2riç öe2ile halkında bir de imöe2n edenleri gemiye yükle. zöe2ten Nuh'a imöe2n edenler pek az idi. " Gemiye binecekler hazır olunca hazret-i Nuh onlara, ü teöe2löe2nın ismiyle gemiye binmelerini söyledi. Bütün müminler, o azgın köe2firlerin gözleri önünde Hazret-i Nöfbh ile gemiye bindiler. Nitekim Kur'öe2n-ı kerim'de meöe2len buyruldu ki: "Nuh (aleyhisselöe2m) gemiye bineceklere; "Allahü teöe2löe2nın ismiyle girin ki, geminin yürümesi ve durması ü teöe2löe2nın iröe2desiyledir. Benim Rabbim, müminleri möe2ğfiret edici ve merhametiyle tuföe2n belöe2sından kurtaracıdır. " dedi. " (Höfbd söfbresi: 41) Yine Kur'öe2n-ı kerim'de meöe2len buyruldu ki: "Ey Nuh sen ve beröe2berindekiler gemiye yerleşince; "Bizi zöe2lim (köe2fir) milletten kurtaran 'a hamd olsun. Rabbim, beni hareketli bir yere indir sen, indirenlerin en hayırlısısın. " de. " (Mü'minin söfbresi28-29) Nuh aleyhisselöe2m her hayvandan birer çift alıp, imöe2n edenlerle birlikte gemiye yerleştikten sonra, gökten çok şiddetli bir yağmur yağmaya ve yerden de sular fışkırmaya başladı ve her şey suya gark oldu. Sular dağları aştı. Gemi, dağlar gibi dalgalar arasında kaldı. Nuh aleyhisselöe2m inanmayan putperest kavim boğularak helak olup gitti. Bu töfbfan höe2disesi Kur'öe2n-ı kerim'de kamer söfbresi 11 ve 12. öe2yette bildirilmektedir. Töfbfan başladığı sırada Nuh aleyhisselöe2m imöe2n etmeyen oğlu Yöe2m'a (Kenan), imöe2n edip gemiye binmesini söyledi ise de oğlu; "Dağa çıkar sudan kurtulurum. " deyip binmedi. Bir dalga gelip onu da boğdu. Boğulanlar arasında hazret-i Nuhöfbn hanımı da vardı. O da imöe2n etmemişti. Töfbfan altı ay devam etti. Altı ay sonra ü teöe2löe2nın meöe2len; Ey arz! Suyunu yut ve ey gök suyunu tut. " (Höfbd söfbresi 44) emriyle yağmur kesilip sular çekildi. Nuh aleyhisselöe2mın gemisi Muharrem ayının onunda aşure günü Irak'ta Cöfbdi Dağı üzerine oturdu. Bundan sonra insanlar Nuh aleyhisselöe2mın üç oğlundan türedi. Bu bakımdan Nuh aleyhisselöe2ma ikinci öc2dem denildi. Nuh aleyhisselöe2m bin yaşında veföe2t etti. Nuh aleyhisselöe2mın Söe2m adlı oğlundan Arap, Fars ve Rum kavmi, Höe2m adlı oğlundan ise Hindistan, Habeş ve Afrika halkı, diğer oğlu Yöe2fes'ten de Asyalılar ve Türkler meydana geldi. Nihöe2yet insanlar zamanla çoğalıp, Asya'ya, Avrupa'ya, Okyanusya'ya ve Berring (Behreng) Boğazından Amerika'ya geçerek bütün yeryüzüne yayıldılar. Nuh aleyhisselöe2m Kur'öe2n-ı kerim'de şekür (çok şükreden kul) sıfatıyla anılmış olup, birçok öe2yet-i kerimede ondan bahsedilmektedir. Ayrıca Kur'öe2n-ı kerim'deki söfbrelerden biri de Nuh söfbresi olup, bu söfbrede Nuh aleyhisselöe2mdan bahsedilmektedir. Ülü'lazm peygamberler arasında Neciyullah (ü teöe2löe2ya karşı devamlı olarak teveccühte ve münöe2caatta bulunup, ilöe2hi feyzleri alan) denilen Nuh aleyhisselöe2m hakkında Peygamber efendimiz hadis-i şeriflerde buyurdu ki: "Melek-ül mevt (Azrail aleyhisselöe2m) Nuh'a (aleyhisselöe2m) geldiğinde dedi ki: "Ey Nuh ey peygamberlerin en büyüğü (en yaşlısı), ey uzun ömürlü ve ey duöe2sı kabul olunan! Dünyöe2yı nasıl gördün?" Nuh (aleyhisselöe2m) dedi ki: "Şüyle bir kimse gibi ki, kendisine iki kapısı olan bir ev yapılmış da birinden girmiş diğerinden çıkmıştır. " Möfbcizeleri: 1-Nuh aleyhisselöe2mın kavminden bir fırka gelip, oturdukları beldedeki büyük taşları toprak yapmasını istemişlerdi. ü teöe2löe2 Cebröe2il aleyhisselöe2mı gönderip, "Resöfblüme söyle, o taşlara eliyle işöe2ret etsin. " buyurdu. Nuh aleyhisselöe2m da buyrulduğu gibi yapıp eliyle işöe2ret edince, o beldede bulunan bütün taşlar birden toprak oldular. Bunun üzerine on iki kişi imöe2n etti. 2-Uzakta bulunan ve gözle görülemeyecek şeyleri görüp haber verirdi. 3-Susuz yerlerden su çıkarırdı. 4- İşöe2retiyle ağaçlar kökünden sökülüp başka tere geçerdi. 5- Duöe2sıyla kuru ağaçlar hemen meyve verirdi. 6- Duöe2sıyla bulutsuz olarak yağmur yağardı. 7- Kum, toprak, kil gibi şeyler, onun duöe2sıyla yiyecek maddeleri höe2line gelirdi. Gemisi Cöfbdi Dağının üzerine oturunca, insanlar açlıktan kurtulmak için yiyecek isteklerinde duöe2 edince bir miktar toprak ve kum yitecek höe2line geldi ve bunu yediler. 8-İmöe2n ederek gemisine girip tufandan kurtulan insanlar çok az olmasına rağmen, onun duöe2sıyla çok kısa zamanda çoğalarak arttılar. 9-Eliyle yere diktiği bir ağaç fidanı o anda çeşitli renklerde meyve verdi.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder