111.
YÜZ ON BİRİNCİ MEKTUP
Allahü teâlâya
hamd olsun! Onun seçdiği kullarına selâmet olsun! (Tevhid)
kalbi Allahü teâlâdan başka şeylere bağlanmakdan kurtarmak de-
mekdir. Kalbi mâ-sivâya çok az bile olsa, bir bağlılığı bulunan
kimse, tev- hîd sâhibi olamaz.
[(Mâ-sivâ), Allahü teâlâdan başka şeylerin hepsi demek-
dir.] Bu ni'meti elde etmeden önce, vâhid, birdir demek ve vâhid
bilmek, huzûr sâhiblerine göre boş lâf olur. Evet,
îmân etmiş olmak için, vâhid demek ve vâhid bilmek lâzımdır. Fekat bu, Allahü
teâlâdan başka tapınacak hiçbirşey yokdur,
demekdir. Allahü teâlâdan başka hiçbirşey var değildir demekle,
onun arasındaki başkalık meydândadır. Tasdîk, îmân, ilmle olur.
Vicdânla anlamak ise bir hâldir. Bu hâle kavuşmadan önce, bunun
üzerinde konuşmak doğru olmaz. Büyükler arasında, bu hâlden söz edenler, şu
ikisinden biridirler: Yâ kendilerini hâl kaplıyarak
örtülmüşlerdir. Bunun için, sorguya
çekilmez, suçlanmazlar. Yâhud, hâllerini başkalarına örnek
olmak için bildirmişlerdir. Böylece, başkaları, kendi hâllerini,
bu büyüklerin hâlleri ile ölçerek, doğru olup olmadıklarını anlasınlar. Bu
ikisinden başka sebeble, hâlini, sırrını açıklamak
yasakdır. Hak teâlâ, o büyüklerin hâllerinden
az birşey, biz yabancılara da ihsân eylesin! Muhammed Mus-
tafânın sünnet-i seniyyesine [ya'nî ahkâm-ı islâmiyyeye]
yapışmakla şereflendirsin "alâ masdarihessalâtü vesselâmü
vettehıyye"! Sevgili Peygamberi "aleyhi ve aleyhimüssalevâtü
vetteslîmât" ve Onun Âli "radıyallahü teâlâ aleyhim ecma'în"
hurmetleri için bu düâmızı kabûl buyursun! Âmîn! Ayrıca
başınızı ağrıtayım ki, bu düâcınızın mektûbunu getiren, meyân
şeyh Abdülfettâh hâfız, olgun bir kimsedir. Bir insan evlâdıdır.
Bakacağı kimseleri çokdur. Kızlar babasıdır. Geçim darlığından
dolayı ihsân sâhib- lerine baş
vurmakdadır. Beklediğine kavuşacağını umarım. Başınızı dahâ
çok ağrıtmakdan çekindim.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder