BURS

BURS

1 Nisan 2012 Pazar

116. YÜZ ON ALTINCI MEKTUP


 116. 
 YÜZ ON ALTINCI MEKTUP

Kıymetli kardeşimin mektûbu geldi. Kalbin selâmeti için yazdıklarınız anlaşıldı. Evet, kalbin selâmeti, onun mâ-sivâyı unutmasına bağlıdır. Öy­le ki, zorla hâtırlatmak isteseler, hâtırlayamamalıdır. [Allahü teâlâdan baş­ka herşeye, ya'nî mahlûkların hepsine (Mâ-sivâ) denir.] Bu hâle (Fenâ-i kalb) denir. Bu yolun birinci basamağı, bu Fenâya kavuşmakdır. Bu Fenâ vilâyet derecelerine kavuşulacağının müjdecisidir. Sâlikler, yaradılışların­daki uygunluklara göre, çeşidli derecelere yükselirler. Çok yükselmek is­temeli, bunun için çok çalışmalıdır. Çocuklar gibi, yolda önüne çıkan ko­zalaklara, cam parçalarına bağlanıp kalmamalıdır. Hadîs-i şerîfde, (Alla- hü teâlâ, yüksek şeylere kavuşmak istiyenleri sever) buyuruldu. Dünyâ iş­leri ile çok uğraşmakda, dünyâ işlerine gönül bağlamak korkusu vardır. Kal­bin selâmete kavuşmasına da sakın aldanmayınız! Yine geri dönebilir. Dünyâ işleri ile, elden geldiği kadar az uğraşınız ki, dünyâya gönül bağla­mak tehlükesine düşmeyesiniz! Dünyâya düşkün olmak felâketinden Al- lahü teâlâya sığınırız. Dünyâya gönül bağlamamış olan fakîr bir çöpcü, gönlünü dünyâya kapdırmış olan koltukdaki zenginden katkat dahâ kıymet­lidir. Birkaç günlük yaşamakda dünyâya gönül vermemek, hiçbirşeye düş­kün olmamak için çok uğraşınız! Dünyâya düşkün olmakdan ve dünyâya düşkün olanlardan, aslandan kaçmakdan dahâ çok kaçmalıdır.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder