1930`lardan
1986
Mayıs’ına kadar çeşitli gruplara verdikleri tebliğlerde kendilerini hep
“RUH”
veya “UZAYLI” olarak tanıtan CİN’ler, ilk defa olarak
bu tarihte
son derece açık ve net bir biçimde, KUR`ÂN-I KERİM`de "CİN"
ismiyle bahsedilen varlıklar olduklarını açıklamışlardır.
Kendi
ifadeleriyle, "CİN" olduklarını saklamalarının sebeblerini ve
gerçek yapılarını şöyle anlatmaktadırlar:
"İslâm’ın
kitabında CİN`i KÖTÜ olarak tanıtan sûrelerin yanlış anlaşılması, İslâm
toplumunu bu hâle getirmiştir." (1)
Evet,
işte uzun
yıllardır, CİNlerin, gerçek hüviyetlerini saklayarak,
kendilerini UZAYLI
ya da RUH diye tanıtmalarının gerçek sebebi bizâtihi yaptıkları
bu açıklamada
gizlidir...
Çünkü KUR`ÂN-I
KERİM, onların insanın düşmanı olduğunu açıklamış ve onlardan
mutlaka uzak
durulması, bu konuda tedbirli olunması hususunda kesin uyarılarda
bulunmuştur...
İnsanları
aldatma
özellikleri, DİNDEN uzaklaştırma ve Allah Rasûlü’nden
soğutma
özellikleri dolayısıyla "ŞEYTAN" lâkabıyla lâkablanmış bu
varlık hakkında ne yazık ki toplumlar pek bilgisizdirler.
Öyle
ki, resmî
din etiketi taşıyan din adamları dahi, "şeytan"ı, Kur`ân`da
açık hüküm bulunmasına rağmen, CİN dışında, ayrı bir varlık
türü
zannetmektedirler.
İnsanlara
tahakküm arzusu, onları aldatıp kandırma özellikleri dolayısıyla
"ŞEYTAN"
lâkabı verilmiş olan CİNLER, bu sınıfın halk deyişiyle "şerlileri"dir.
Diğer
bir deyişle,
insanlarla iletişim kurup onlara yanlış, asılsız gerçeğe uymayan
fikirler ilka
eden CİNler Kur`ân-ı Kerîm`de "ŞEYTAN" ismiyle
tanımlanmıştır. Yoksa konu hakkında bilgisiz olanların zannettikleri
üzere, CİN ayrı şeytan ayrı değildir.
Bunun
ispatı da
gene Kur`ân-ı Kerîm`dedir:
"İBLİS
{Ademe} secde
etmedi; çünkü O, CİN idi" (Kehf/50)
Nitekim
bu âyet
aynı zamanda CİN sınıfının, "İNSAN"ın bilinç
üstünlüğünü kabûl etmediğini de açık seçik göstermektedir.
"ŞEYTAN"
lâkabıyla,
şeytâniyet vasıflarına işaret edilen CİNLER hakkında Yâsin
Sûresi’nin 60 ve 62. âyetleri son derece dikkat çekicidir:
"Ey
Ademoğulları, şeytana kulluk etmeyin, o kesin düşmanınızdır."
"Şeytan
sizden bir çok kimseyi saptırmıştır"
Evet,
Kur`ân-ı
Kerîm, CİNLER konusunda pek çok âyet ile insanları uyarmıştır.
Zîrâ,
onların en başta gelen özelliği, bazı yönleri itibariyle kendilerinden
çok
üstün olan bu canlı türünün yani "İNSAN"ın varlığını
hazmedememeleridir. Onun için de her fırsatı kullanıp, insanları
yönetimleri
altına alarak onlara dilediklerince hükmetmek istemektedirler.
Onların
bu insanlara
hükmetme ve yönetimleri altına alma arzularına da Kur`ân-ı
Kerîm`in
6. sûresinin 128. âyetinde şöyle işaret edilmektedir:
"EY
CİN
TOPLULUĞU, İNSANLARIN EKSERİYETİNİ HÜKMÜNÜZ ALTINA ALDINIZ"‘
Evet,
bu âyette
işaret edildiği biçimde, insanların EKSERİYETİ, bilinçli ya da
bilinçsiz
bir şekilde CİNLERİN yanlış fikirlerinin kurbanı olarak,
onların hükmü
altına girmiş; onların gösterdiği yoldan giderek, Allah Rasûlü’nünve
Kur`ân’ın
öğretisinden uzaklaşmıştır.
Çünkü
daha önce
de belirttiğimiz gibi, CİNLERİN bütün gayesi, İslâm Dini’ni
iptal
ederek, Hazreti Rasûlullah ‘ın getirdiklerini hükümsüz
bırakmaktır.
İşte Kur`ân`ın
bu şiddetli uyarılarına rağmen, gene de, kendilerini son derece saf,
temiz,
iyiliksever varlıklar olarak tanıtıp, insanları kendi hükümleri altına
almak
isteyen CİNLER bakın kendi kutsal kitaplarında kendilerini
nasıl
tanıtmaya çalışıyorlar:
"Ruh, İnsan,
Cin" Ahmed Hulûsi
(1) Dünya
Kardeşlik Birliği, ALTIN
ÇAĞ BİLGİ KİTABI, 1986 fasikül
17, sayfa: 151
|
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder