Allah Kulunu Nasıl
Zikreder
Adamın
biri,
geceleri devamlı Allah'ı zikrederdi. Bütün gecesi zikir fikir içinde
geçerdi.
Zikir kalbine yerleşmiş, gönlüne tat vermişti. Bir gün şeytan bu adama
yaklaştı
ve ona,
“Böyle devamlı Allah'ı zikretmen ne zamana kadar sürecek. Sen gece gündüz Allah diyorsun, peki bir kere olsun Allah da sana buyur kulum dedi mi? Zikrinin karşılığını aldın mı? Madem sana bir karşılık verilmiyor, sen bu kötü halinle ve kara yüzünle ne zamana kadar Allah diyeceksin?” diye vesvese verdi.
“Böyle devamlı Allah'ı zikretmen ne zamana kadar sürecek. Sen gece gündüz Allah diyorsun, peki bir kere olsun Allah da sana buyur kulum dedi mi? Zikrinin karşılığını aldın mı? Madem sana bir karşılık verilmiyor, sen bu kötü halinle ve kara yüzünle ne zamana kadar Allah diyeceksin?” diye vesvese verdi.
Bu vesvese adama tesir etti. Kalbi karıştı. onu
gerçek zannetti. Demek ben Allah'ı zikretmeye layık bir kul değilim
bana
karşılık verilmiyor diyerek zikri bıraktı ve uyudu.
Gece
rüyasında
Hızır aleyhisselamı gördü. Hz. Hızır ona,
-Allah'ı
zikretmeyi niçin terk ettin; zikirden niçin pişmanlık duydun? diye
sordu.
Adam,
-Ben
sürekli Allah Allah diye
zikrettim; fakat bir gün olsun Allah'tan “buyur kulum'' diye bir
karşılık
duymadım. Ben bu işe layık olmadığımdan ve Allah'ın kapısından
kovulmaktan
korkuyorum, dedi.
O
zaman Hz. Hızır (a.s) adamı şöyle uyardı:
-Senin
Allah Allah
demen, O'nun buyur kulum demesi dır. O seni zikretmese sen O'nu hiç
zikredemezdin. Senin O'na kavuşma arzusu ile amel edip çırpınman O'nun
tarafından sana
verilmiş bir cezbedir. O seni sevmese kendi yolunda koşturmazdı. Senin
Allah'tan korkun ve O'na
duyduğun aşk, O'nun sana lütfüdür. Senin her yâ Rabbi diye
inleyişinde O da sana yönelir, seni dinler ve karşılık verir.
Allah bir kulun kalbini
bağlarsa, o kul Allah'ı zikredemez. Allah yolunu açmazsa, kul dua
edemez. Sen başına gelen bir dert
içinde Allah diyorsan, O sana kendisini zikrettirmek için bu derdi
vermiştir.
Gaye seni kendisi ile meşgul etmektir. Korkma, Allah de. Zikre ve duaya
devam
et. Hiçbir zikir ve dua karşılıksız kalmaz. Zerre kadar bir amel dahi
zayi
olmaz. Allah Firavun'a mal verdi, dert vermedi. O da hiç inleyip
zikretmedi. Allah'ı zikrettiren dert, O'nu
unutturan maldan ve sıhhatten daha
hayırlıdır.
Mesnevi
Tercümesinden konuyu
aktaran D.Selvi:
"Kalp
ya dertle ya da
muhabbetle Allah der Allah'a yönelir. Kul bilmese de böyledir.O'nu
severek
zikredenler şükretmiş olur,mükafat alır. Yüce Allah'ı zikretmenin
mükafatı, Allah
katında zikredilmek ve sevilmektir." der.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder