Zikir sitesi, tüm tarikatların zikirleri, silsilesi ve tüm evliyaların mümkün mertebe bilgilerini bulabilirsiniz sitemizde, dini yazılar, makaleler, Kuran, ayetlerler, kırk hadis, sureler ve daha fazlası...
BURS
4 Haziran 2012 Pazartesi
AHSEN-ÜL KASAS(DİNİ HİKAYELER)
Ahsen-ül Kasas
Baþlýkta okuduðumuz terkip, 'Kýssalarýn en güzeli' demektir. Bu tâbir, Kur'ân-ý Kerim'de, Hz. Yûsuf aleyhisselâmýn kýssasý için kullanýlmýþtýr. Bu kýssayý, ya bir tefsirden, veya onunla alâkalý bir kitaptan okumanýzý tavsiye ederiz.
Bildiðimiz sebeplerle Kenan diyarýndan Mýsýr'a getirilen Hz. Yûsuf, Yâkup aleyhisselâmýn oðludur. Dedesi Hz. Ýshak, büyük dedesi een Hz. Ýbrâhim'dir. Hepsi een þirke karþý tevhîdi, küfre karþý îmâný teblið etmiþ, Allâh'ýn nûrunu kalplere nakþetmek için mücâdele etmiþlerdir.
Böylesine muazzez, mukaddes ve müberrâ bir nesilden gelen Hz. Yûsuf, aristokrat bir hayat içinde yüzen Mýsýr saraylarýnda; hayâ, edep ve terbiye âbidesi olarak insanlara örnek olmuþ, aslâ gayr-i meþrû tekliflere iltifat etmemiþti. Hatta ahlâksýzca yapýlan îmâ ve baskýlara karþý Cenâb-ý Hakka, bunlardan kurtarmasý için yalvarýp, 'Zindan, bunlarýn beni dâvet ettiði þeyden iyidir Rabbim, dedi. ' (S. Yûsuf, 33)
Sonra, Aziz ve arkadaþlarý, Hz. Yûsuf (a. nasiums. )'un mâsûmiyetini isbat eden bütün o kat'î delilleri görmelerine raðmen, halkýn dedi-kodusunu kesmek için onu zindana attýlar. Hatta onunla beraber, biri hükümdârýn sâkîsi, diðeri een ekmekçisi olmak üzere iki delikanlý daha hapse atýldý. Onlar, hükümdarý zehirlemeye teþebbüs etmek suçuyla itham olunuyorlardý.
Bunlardan biri,
-- Ben rüyamda kendimi þarap için üzüm sýkýyor gördüm, dedi.
Öbürü ise;
-- Ben een rüyamda kendimi baþýmda ekmek götürüyor, kuþlar da gagalayýp yiyor gördüm, dedi. Bize bunlarýn tâbirini haber visualizar; çünkü biz seni, iyilik edenlerden görüyoruz, dediler.
Dahhak rahýmehullah hazretlerine;
-- Yûsuf aleyhisselâmýn iyiliði ne idi? diye sorulduðunda, þöyle cevap verdi:
-- O, dâima iyiliði tercih eder, bütün hâl ve hareketlerinde güzel ahlâkýný gösterirdi: Zindandaki hastalarý ziyaret eder, mahzunlara dost ve arkadaþ olup onlarý tesellî eder, yeri dar olanlara geniþlik saðlar, muhtaç olanlara yardým toplayýp verirdi.
Yûsuf aleyhisselâm delikanlýlara dedi ki:
-- Size rüyanýzda rýzýk olarak yiyecek bir þey gelecek oldu mu, ben muhakkak onun ne olduðunu, daha size gelmezden evvel rüyanýzý tâbir eder, haber veririm.
Dikkat edilirse, Yûsuf aleyhisselâm onlarý, kendisine sorulanlara cevap vermezden evvel, tevhîde dâvet ve doðru yola irþad etmek istiyor. Bu dâvet ve tâbirinde doðruluðuna delâlet etmek üzere een, gaybden haber verme mûcizesini anlatýyor. Zira bütün peygamberlerin, peygamber olduklarýný isbat için mûcize göstermeleri gerekir.
Yûsuf aleyhisselâm konuþmasýna devam ederek þöyle diyor:
-- Bu, Rabbimin bana öðrettiði ilimlerdendir. Çünkü ben, Allâh'a inanmayan, âhireti een inkâr eden bir kavmin dînini terk ettim. Atalarým Ýbrâhim, Ýshak ve Yâkub'un dînine uydum. Allâh'a herhangi bir þeyi ortak koþmamýz bizim için doðru olmaz. Bu tevhid, bize ve bütün insanlara Allâh'ýn bir lûtfudur; fakat, insanlarýn çoðu buna mukabil þükretmezler.
Ey Benim zindan arkadaþlarým, düþünün bir kere; darma daðýnýk birçok rabler mi iyi, yoksa her þeyi hükmü altýnda tutan ve kahredici olan bir tek Allah mý?
Sizin onu býrakýp taptýklarýnýz, kendinizin ve atalarýnýzýn takmýþ olduklarý kuru, mânâsýz ve boþ isimlerden baþkasý deðildir. Allah, onlarýn gerçekliði hakkýnda hiçbir delil indirmemiþ, onlara hiçbir güç vermemiþtir. Hüküm, yalnýz Allâh'ýndýr. O, yalnýz kendisine ibâdet etmenizi emretmiþtir. Ýþte dosdoðru din budur. Fakat insanlarýn çoðu bilmezler.
Ey zindan arkadaþlarým, rüyalarýnýza gelince; biriniz efendisine þarap içirecek, diðeri ise asýlýp tepesinden kuþlar yiyecektir. Ýþte hakkýnda fetvâ istemekte olduðunuz mes'ele, böylece olup bitmiþtir.
Bundan sonra Yûsuf aleyhisselâm, bu iki delikanlýdan, kurtulacaðýný bildiði kimseye yani sâkîye dedi ki:
-- Beni efendinin yanýnda an, benden bahset.
Fakat þeytan, efendisine onu anlatmayý unutturdu. Bu yüzden Yûsuf aleyhisselâm, daha nice yýllar zindanda kaldý. (S. Yûsuf, 35-42)
Yani Hz. Yûsuf, Allah'tan baþkasýndan yardým istediði için, beþ yýllýk mahpusluktan sonra, yedi yýl daha hapiste kaldý. Zira böyle bir istek ümmetten herhangi bir fert için gayet normal olmakla birlikte, bir peygamber için münasip deðildi.
Onun zindanda kaldýðý 12 sene âyet-i kerimedeki 'üzkürnî ýnde rabbik' kavl-i keriminin harflerinin miktarýna müsâvidir. Bu 12 adedinde daha baþka acâib sýrlar da vardýr:
Burçlar, aylar on ikidir. 'Lâ ilâhe illallah' ve 'Muhammedün Resûlüllah'ýn asýllarý da on ikiþer harftir.
Kezâ Yâkup aleyhisselâmýn oðullarý da 12 idi. (Rûhu'l-Beyan)
Yûsuf aleyhisselâm, Mýsýr'ýn iktisadî bakýmdan en kritik bir devresinde yani yedi sene süren kýtlýk yýllarýnda hazînenin baþýna geçmiþ ve önceden aldýðý tedbirlerle ülkeyi bir bâdireden kurtarmýþtýr.
Hz. Yûsuf, bu güzel hizmeti yapmayý, bizzat kendisi tercih etmiþtir. Ýlk bakýþta, peygamberlik makamýnda bulunan bir zâtýn Mýsýr Hükümdârý'nýn emrinde (bugünkü tâbirle) Mâliye Bakanlýðý yapmasý garip karþýlanabilir; fakat, insanlýða iktisadî yönden bir hizmet verirken, kazandýðý sevgi-saygý ve hüsn-i zanla en müessir bir þekilde Ýslâm'ý teblið, telkin ve tâlim etmesi, kýsacasý o milleti maddî-mânevî tehlikelerden beraberce kurtarmasý, ibret ve ders alýnacak bir husustur.
Onun içindir ki, Kur'ân-ý Hakîm'de Yûsuf aleyhisselâmýn kýssasýna, kýssalarýn en güzeli mânâsýnda, 'Ahsenü'l-Kasas' tâbir edilmiþtir.
Ana Sayfa
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder