BURS

BURS

26 Haziran 2012 Salı

Allahü teöe2löe2'nın saltanatı

Allahü teöe2löe2'nın saltanatı







Allahü Teöe2löe2'nın zöe2tının var olduğu, sıfatları, nasıl ve ne gibi sorulardan münezzeh ve mukaddes olduğu, bir yerde olmaktan münezzeh olduğu, hepsinin anahtarı insanın kendi nefsini tanımak olduğu anlaşılınca, bilmekten, tanımaktan bir kısım kalmış oluyor. Meleklere iş vermesi, meleklerin onun emrine uyması, melekler vasıtasiyle işlerin olması, gökten yere emir göndermesi, göklerin ve yıldızların hareketi, yerde olanların işlerinin göklere bağlı olması, rızıklar anahtarının göğe havale edilmesi nasıl oluyor? diye sorulması mümkün olan sorulardandır.

Allahü Teöe2löe2'yı tanımakta, bu mühim bir bahistir. Buna öabMöe2rifet-i efalöbb, yöe2ni fiilleri tanıma denir. Bundan öncekilere, öabMöe2rifet-i zöe2t ve möe2rifet-i sıfatöbb denildiği gibi... Bunun anahtarı da, kendini tanımaktır. Kendi memleketindeki padişahlığını nasıl yürüttüğünü bilmezsen, köe2inatın padişahının hükmünü yürüttüğünü nasıl bilmek istersin?

Önce kendini tanı ve bir işine dikkat et. Meselöe2 köe2ğıt üzerine Bismillah yazmak istediğin zaman, önce arzu ve istek meydana gelir, sonra kalbinde bir hareket ve kımıldama duyulur. Bu etten olan yürek ki, sol taraftadır. Ondan bir cism-i löe2tif hareket eder ve beyne gider. Bu cism-i löe2tife tabibler, ruh diyorlar. His ve hareket kuvvetlerini taşımaktadır. Hayvanlarda olan ruh ise daha başkadır. Bu ruh ölebilir. Bizim kalb dediğimiz ruh ise, hayvanlarda yoktur. Asla ölmez.

Çünkü o, Allahü Teöe2löe2'yı bilme, anlama yeridir. Bu ruh beyne ulaşınca, Bismillöe2h'ın sureti hayöe2l kuvvetinin yeri olan beynin birinci odasında (merkezinde) meydana gelmiş olur. Beyinden çıkan sinirler her tarafa dağılır. Parmaklarının ucunda iplik gibi düğümlenir. Beyinden bu sinirlere uyarma verilir. Zayıf, kuru olanların kollarında sinirler görülebilir. Sonra sinirler kımıldanır, parmakların uçlan hareket eder ve sonra da parmaklar kalemi harekete geçirir. Kalem de mürekkebi harekete geçirir. Böylece hislerin yardımıyla hayöe2l hazinesinde olan Bismillöe2h'ın suretine uygun olarak Besmele köe2ğıtta meydana gelir. Bunda bilhassa gözün yardımı çoktur.

Bu işin başlangıcında sende bir istek meydana geldiği gibi, her işin evvelinde Allahü Teöe2löe2'nın sıfatlarından bir sıfat vardır; buna-iröe2de denir.

Bu iröe2denin ilk eseri, kalbinde meydana geldiği ve sonra diğer yerlere ulaştığı gibi; Allahü Teöe2löe2'nın iröe2desinin eseri de önce Arş'ta meydana gelir, sonra diğer yerlere ulaşır, Buhar gibi bir cism-i löe2töeef kalb damarlarıyla bu eseri beyne ulaştırdığı gibi emdash ki bu cisme ruh derleremdash , Allahü Teöe2löe2'nm löe2tif bir cevheri de o eseri Arş'a-ulaştırır; Arş'tan da, Kürsi'ye ulaştırır. Bu cevhere melek denir, ruh denir ve Röfbhu'l-Kudüs denir.

Kalbin eserinin beyne ulaşması, beynin kalbin tesiri [etkisi] ve tasarrufu altında olması gibi, iröe2de eseri önce Allahü Teöe2löe2'dan Kürsi'ye ulaşır; Kürsöee ise Arş'ın altındadır. Senin fiilin ve muradın olan Besmele'nin sureti, beynin birinci odasında meydana geldiği ve yaptığı iş buna uygun olarak ortaya çıktığı gibi, köe2inatta meydana gelecek her şeyin sureti, önce Levh-i Mahföfbz'a nakşedilir. Beynindeki löe2tif kuvvetin sinirleri, sinirlerin eli ve parmakları, parmakların da kalemi hareket ettirdiği gibi, Arş'ın ve Kürsöee'nin üzerinde müvekkel olan [orada iş gören] löe2tif cevherler, gökleri ve yıldızlan hareket ettirir.

Beyin kuvveti vücut kirişlerini [veterleri], kasları ve parmak sinirlerini harekete getirdiği gibi, melek denen bu löe2tif cevherler, yıldızlar ve onların şuaları vasıtasiyle süfli olan öe2leme gelir ve oradaki dört unsuru harekete geçirir. Bu dört şey sıcaklık, nemlilik, soğukluk ve kuruluktur. Mürekkep kalemini, Besmele meydana gelecek şekilde kaydırıp durdurduğu gibi, bu sıcaklık ve soğukluk, suyu, toprağı ve bu dört unsuru harekete geçirir. Köe2ğıdın mürekkebi kabul etmesi, mürekkebin bazı yerde dağınık, bazı yerde toplu olması gibi, yaşlılık, nemlilik bu dört unsura şekil verir. Kuruluk bu şekilleri bozmaktan korur.

Eğer yaşlılık olmasaydı, kat'iyyen şekil olmazdı. Kuruluk olmasaydı, şekiller bozulurdu. Gözün yardımıyla kalemin işini tamamlaması, hareketini bitirmesiyle hayöe2l hazinesinde olana uygun olarak Besmele'nin yazılması gibi, meleklerin yardımıyla sıcaklık ve soğukluğun bu unsurları hareket ettirip, hayvan, bitki ve diğerleri bu dünyada, Levh-i Mahföfbz'-da olduğu şekilde meydana gelir.

Bedende bütün işler önce kalbde zahir olduğu ve sonra bütün azalara dağıldığı gibi, madde alemindeki işler de evvelöe2 Arş'ta meydana gelir ve Arş'tan bütün madde öe2lemine ulaşır. Bu hususiyeti evvelöe2 kalbin kabul edip, diğerlerinin ondan aşağı olması ve kalbde bir yer isnad edip, öabOrada mesken kurmuşsunöbb düşüncesi gibi, Allahü Teöe2löe2'nm her şeye galibiyeti Arş vasıtasiyledir. Bunun için yeri orasıdır zannederler.

Kalbine galib olup, işlerin doğru olduğu ve böylece bütün beden memleketini güzel idare ettiğin gibi, Allahü Teöe2löe2 Arş'ın yaratılmasında Arş'a galib olup, Arş'ı doğrulttu. Karar kıldı. Memleketin düzeni yapılmış oldu. Bahusus öe2yet-i keröeeme böyle geldi: öabArş'ı istilöe2 edip, her şeyi hükmü altına aldı. Bütün işleri idare ediyor...öbb

Bil ki, bunların hepsi doğrudur. Basiret sahiplerine açık keşiflerle bildirilmektedir. Bunu da öabAllahü Teöe2la, öc2dem'i [Adem'in hakikatini, ruhunu] kendi suretinde yarattıöbb hadöees-i şerifinin hakikati ile bildirmişlerdir.

Muhakkak bilmelisin ki, padişahı ve padişahlığı padişahlardan başkası bilmez. Eğer böyle olmasaydı, sana onun 'memleketinde padişahlık verilirdi. Allahü Teöe2löe2'nın mülkünden ve padişahlığından sana bir parça verilmiş olurdu; o zaman öe2lemlerin sahibini tanıyamazdın. O höe2lde senin için yaratılmış olan padişahlığa şükret. Sana padişahlık ve kendi memleketine benzeyen bir memleket verdi. Kalbini Arş eyledi. Kalbin menba'ı olan hayvani ruhunu İsrafil, beynini Kürsi, hayöe2l hazineni Levh-i Mahfuz, göz, kulak ve bütün duygularını ayrı ayrı birer melek; sinir sisteminin merkezi olan beyinciğini de gökler ve yıldızlar gibi yarattı. Parmağını, kalemi ve mürekkebi senin emrine verdi.

Seni tek ve nasıl olduğu belli olmayan şekilde yarattı ve hepsine padişah eyledi. Sonra da sana, öabSakın! Kendinden ve padişahlığından gafil olma ki, yaratandan da gafil olmayasınöbb buyurdu. Elbette Allahü Teöe2la öc2dem'i kendi suretinde yarattı. O höe2lde, ey insan! Nefsini bil ve Rabbini tanı...

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder