BURS

BURS

4 Haziran 2012 Pazartesi

AGIZDAKİ TAŞIN HİKMETİ(DİNİ HİKAYELER)

Aðýzdaki Taþýn Hikmeti Birgün Hazret-i Ebû Bekr (r. a), hazret-i Fahr-i âlem seyyid-i veled-i âdem Nebiyyi muhterem ve habîb-i mükerremin (s. a. v. ) huzûr-ý þerîflerinde, se'âdetle otururlarken; Bir bedbaht kötü huylu kimse; bir edebsizlik edip, Ebû Bekre dil uzatýp, yakýþýksýz sözler söyledi. Hazret-i Server-i kâinât; o edebsiz, Ebû Bekre edebsizlik etdikce; birþey söylemez, ba'zan da tebessüm eder idi. Hazret-i Ebû Bekr; o bedbaht ve edebsizin edebsizliði haddi aþýnca; zarûrî olarak gadaba gelip, birkaç söz söyleyince; hazret-i Fahr-i kâinât, se'âdetle ve devletle yerinden kalkýp, gitdi. Hazret-i Ebû Bekr 'radýyallahü teâlâ anh' Sultân-ý Enbiyânýn ardýna düþüp, yetiþdi ve dedi ki: - Yâ Resûlallah! Niçin, bir hayâsýz, edebsizlik edip, gönül incitirken, susu, birþey söylemediniz. Þimdi, ben ona söyleyince, kalkýp, gitdiniz; sebebi nedir. Hazret-i Fahr-i kevneyn ve Resûl-i sakaleyn 's. a. v. ' buyurdu ki: - Yâ Sýddîk! O hayâsýz ve bedbaht sana dil uzatmaða baþladýðý zemân, Allahü teâlâ bir melek gönderdi ki, o kimseyi karþýlayýp, kovacak idi. Sen, hemen gadaba geldin; söylemeðe baþladýn. O melek gidip, yerine iblîs geldi. Ýblîs-i la'înin olduðu yerde, ben durmam. Hazret-i Ebû Bekr-i Sýddîk (r. a) ondan sonra, vaktli vaktsiz söz söylememek için, mubârek aðzýna bir taþ koyar idi. Ne zemân söz söylemek lâzým gelse, evvelâ fikr ederdi. Bir söz söyliyeceði zemân, o sözü kendi kendine good zemân düþünür, tefekkürden sonra, mubârek aðzýndan o taþ parçasýný çýkarýp, ne söz söyliyecek ise söyler idi. Sonra o taþ parçasýný mubârek aðzýna alýp, tesbîh ve tehlîl ile meþgûl olurdu. Kimseye, hayrdan ve þerden dünyâ kelâmý söylemez, eðer kat'î lâzým ise ve çok efdal ise, söylerdi. Yoksa, gecede ve gündüzde tesbîh ve tehlîl ile meþgûl idi. Menakýb-i Çihar Yar-i Güzin Ana Sayfa

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder