39.
OTUZDOKUZUNCU MEKTUP
Bu mektûb, Muhammed Çetrîye yazılmışdır. İş kalbdedir. Âdet olarak yapılan
ibâdetlerin işe yaramıyacağı bildirilmekdedir:
Allahü teâlâ, kendinden başka şeylerden
yüz çevirip, kendisine dönmek nasîb
eylesin! İşin temeli kalbdir. Kalb, Allahü teâlâdan başkasına tutulmuş ise,
yıkılmış demekdir. Bir işe yaramaz. Niyyet doğru olmadıkça,
hayrlı işlerin, yardımların ve âdete uyarak yapılan ibâdetlerin,
yalnız hiç fâ- idesi olmaz. Kalbin selâmet bulması da ve
Allahü teâlâdan başka hiçbir şeye düşkün olmaması da lâzımdır. [Ya'nî her
yapılan şey, O emr etdiği, O beğendiği için
yapılmalı. Onun râzı olmadığı her şeyden kaçınmalıdır. Herşey
Onun için olmalıdır.] Hem, kalbin selâmeti, hem de bedenin sâlih
işler yapması, birlikde lâzımdır. Beden sâlih ameller
yapmaksızın, kalbim selâmetdedir,
[kalbim temizdir, sen kalbe bak] demek bâtıldır, boşdur. Kendini aldatmakdır.
Bu dünyâda, bedensiz rûh olmadığı gibi, beden ibâdet yapmadan ve günâhlardan
kaçınmadan, kalb, temiz olmaz. Zemânımızın birçok dinsizleri, sapıkları,
ibâdet yapmayıp, kalblerinin selâmetde olduğunu, hattâ
keşf sâhibi olduklarını söyleyip, saf müslimânları aldatıyor. Allahü
teâlâ, sevgili Peygamberinin sadakası olarak "aleyhissalâtü
vesselâmü vet- tehıyye", hepimizi böyle sapıklara
inanmakdan korusun! Âmîn.
[İslâmiyyetin yasak etdiği şeyler, şiddetli zehrdir. Allahü teâlâ,
insanları yaratdığı vakt onlara fâideli olan şeyleri emr etmiş, zararlı olan
şeyleri yasak etmişdir. Fâidesi kat'î olanların
yapılmasını, lüzûm-i zarûrî ile emr etmişdir.
Bunları yapmak, (Farz) olmuşdur.
Fâideli şeylerden, yapılması, lüzûm-i
gayr-ı zarûrî olanlar da, (Sünnet) olmuşdur.
Zararı kat'î olanları terk etmek, lüzûm-i
zarûrî olup, bunlar (Harâm) olmuşdur.
Terk edilmesi, lüzûm-i gayr-ı zarûrî olanlar, (Mekrûh)
olmuşdur. Ba'zı işlerin yapılıp yapılmaması,
kulların ihtiyârına bırakılmışdır ki, bunlara (Mubâh)
denir. Mubâhlar, iyi niyyet ile yapılırsa, sevâb
verilir. İyi niyyet ile yapılmazsa, günâh olur].
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder