60.
ATMIŞINCI MEKTUP
Hak teâlâ,
hepimizi, her an kendinin esîri olmak şerefine kavuşdursun!
Hakîkî kurtuluş, Ona esîr olmak, tutulmakdır. Ondan başka birşey
düşünmemek, hâtıra birşey getirmemek, büyüklerimizin yolunda, pek kolay hâsıl
olmakdadır. Hattâ, bu yolun büyüklerinden birkaçı, kırk gün çile çekmiş, kırk
gün sonra, hâtırlarına dünyâ düşünceleri gelmez olmuşdur. Hâ-
ce-i Ahrâr "kaddesallahü teâlâ sirreh" buyurdu ki, (Yok
edilmesi lâzım gelen dünyâ düşünceleri, dâimâ Allahü teâlâ ile olmağa mâni'
olan düşüncelerdir. Yoksa bütün düşünceleri yok etmek lâzım değildir). Bu
büyüklerin sevgisi ile dolu olan bir dervîş [ya'nî,
İmâm-ı Rabbânî "kuddise sirruh"], (Rabbinin
ni'metlerini say!) emrine uyarak, kendi hâlini şöyle bildirir ki,
kalbden, düşünceler, o kadar yok olmuşdur ki, meselâ bu kalbin
sâhibi Nûh aleyhisselâmın ömrü kadar [ya'nî
Peygamberliği zemânı olan dokuzyüzel- li
(950) sene] yaşasa, bu kadar zemânda kalbine bir düşünce gelmez. Bunun için
uğraşmasına lüzûm olmaz. Çünki, uğraşmakla olan şey, devâmlı
olmaz. Belki kalbine bir düşünce getirmek için senelerle uğraşsa,
getiremez. Çile çekmek, uğraşmak demekdir. Uğraşmak,
tarîkatda olur. Hakîkat ise güçlük çekmekden,
uğraşmakdan kurtulmakdır. (Yâd-i gird)
tarîkatda olur. (Yâd-i
dâşt) hakîkatdadır. Düşüncelerin yok edilmesi, uğraşmakla
olursa, devâm edemez. On gün, kırk gün, bir yerde kapanıp çile
çekmekle, düşünceler, devâmlı yok edilemez ve Allahü teâlâ ile berâberlik,
devâm- lı olamaz. Çünki, uğraşmak tarîkatda olur.
Tarîkatda kazanılanlar ise, devâmlı olamaz, tükenir. Hakîkatda devâm
bulunmasına sebeb, hakîkatda, uğraşmak
olmadığı içindir. Uğraşmak bulunan bir mertebede, sâlike, dünyâ düşüncesi
gelince, Allahü teâlâya olan teveccühü, bağlılığı bozar. Bu yolun başında
bulunan sâliklerde hâsıl olan, devâmlı teveccüh, başkadır.
Yukarda bildirilen devâmlı teveccühe (Yâd-i
dâşt) denir ki, en yüksek mertebedir.
Hâce Abdülhâlık-ı Goncdevânî "kuddise sirruh" buyurdu ki,
(Yâd-i dâştdan sonra, mertebe yokdur, ötesi cehâletdir).
Tesavvuf hâllerini anlatmağa sebeb, bu
yolun talebesini teşvîkdir. Evet, bu yola
inanmıyanın, bu yazılara, boş lâf diyeceğini biliyoruz. Ba'zılarına
doğru yolu gösterir. Ba'zılarının da, büsbütün sapıtmasına sebeb
olur. Fârisî iki beyt tercemesi:
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder