42.
KIRKİKİNCİ MEKTUP
Bu mektûb, yine şeyh Dervişe
yazılmışdır. Kalbden, başkalarını sevmek
pasını temizlemek için, en iyi ilâc, sünnet-i seniyyeye [ya'nî
islâmiyyete] yapışmak olduğu bildirilmekdedir:
Allahü teâlâ, sizlere selâmet versin!
İnsan çeşid çeşid şeylere bağlı kaldıkça kalbi temizlenemez. Pis kaldıkça
se'âdetden mahrûmdur, uzakdır. (Hakikat-i
câmi'a) denilen kalbin Allahü teâlâdan başka şeyleri sevmesi onu
karartır, paslandırır. Bu pası temizlemek lâzımdır.
Temizleyicilerin en iyisi sünnet-i seniyye-i Mustafâviyyeye "alâ
masdarihessalâtü vesselâmü vet- tehıyye"
[ya'nî islâmiyyete] tâbi' olmakdır, uymakdır. Sünnet-i seniyyeye
uymak, nefsin âdetlerini, kalbi karartan isteklerini yok eder.
Bu büyük ni'mete kavuşmakla
şereflenenlere müjdeler olsun! Bu yüksek devletden mahrûm kalanlara yazıklar
olsun! Allahü teâlâ, size ve doğru yola tâbi' olanlara selâmet versin!
[Sünnet kelimesinin dînimizde üç ma'nâsı
vardır. (Kitâb ve sünnet) bir-
likde söylenince, kitâb, Kur'ân-ı kerîm, sünnet de, hadîs-i
şerîfler de- mekdir. (Farz ve
sünnet) denilince, farz, Allahü teâlânın emrleri, sünnet
ise, Peygamberimizin "sallallahü aleyhi ve sellem"
sünneti ya'nî emrleri demekdir.
(Sünnet) kelimesi yalnız olarak söylenince islâmiyyet ya'nî
bütün ahkâm-ı islâmiyye demekdir. Fıkh kitâbları böyle olduğunu
bildiriyor. Meselâ (Kudûri muhtasarı)
nda, (Sünneti en iyi bilen imâm olur) diyor. (Cevhere)
kitâbında burayı açıklarken, (Sünnet demek, burada islâ- miyyet
demekdir) diyor.
Kalbi temizlemek için islâmiyyete uymak
lâzım olduğu anlaşıldı. İslâmiy- yete uymak da,
emrleri yapmakla ve yasaklardan ve bid'atlerden sakınmakla olur.
(Bid'at), sonradan yapılan şey demekdir.
Peygamberimizin "sallallahü aleyhi ve
sellem" ve dört halîfesinin "radıyallahü anhüm" zemânlarında bulunmayıp
da, onlardan sonra, dinde meydâna çıkarılan, ibâdet olarak yapılmağa başlanan
şeylerdir. Meselâ, nemâzlardan sonra hemen Âyet-el-kür- sî
okumak lâzım iken, önce salâten tüncînâyı ve başka düâları okumak
bid'atdir. Bunları Âyet-el-kürsîden ve tesbîhlerden sonra
okumalıdır. Ne- mâzdan, düâdan sonra secde edip de kalkmak
bid'atdir. [Ezânı ho-par-lör- le okumak
bid'atdir.] Dinde yapılan değişiklikler ve reformlar bid'atdir.
Yoksa, çatal, kaşık, boyun bağı kullanmak, kahve, çay, tütün
içmek bid'at değildir. Çünki bunlar ibâdet değil, âdetdir
ve mubâhdırlar. Harâm değildirler. Tütün içmek hakkındaki islâm âlimlerinin
sözleri (Se'âdet-i Ebediy- ye) kitâbında uzun
yazılıdır. Bid'at üç dürlüdür:
1- İslâmiyyetin
küfr alâmeti dediği şeyleri kullanmak en kötü bid'atdir.
2- Ehl-i
sünnet âlimlerinin bildirdiklerine uymıyan i'tikâdlar, inanışlar
da kötü bid'atdir.
3- İbâdet
olarak yapılan yenilikler, reformlar bid'at olup büyük günâhdır.]
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder