90.
DOKSANINCI MEKTUP
Hak teâlâ, bu alçak dünyâyı gözünüze aşağı ve değersiz göstersin. Kalb
aynanızı, âhıretin güzel cemâli ile süslesin! Bu düâmızı, mi'râc
gecesi, kendisinden gözü hiç ayrılmayan, tertemiz
Peygamberi hurmetine kabûl buyursun "aleyhi ve alâ âlihi minessalevâti
efdalühâ ve minetteslîmâti ekmelühâ"! Okşayıcı, kıymetli mektûbunuz ve
yüksek değerli hediyyeleriniz geldi. Lutf eylemişsiniz. Allahü teâlâ, hayrlı
karşılıklarını ihsân eylesin! Sevenlerimize ve iyi gözle bakanlarımıza
nasîhatimiz şudur: Bütün varlığımızla Allahü
teâlânın mukaddes zâtına dönmeliyiz! Ondan başka herşeyden
yüz çevirmeliyiz! Fârisî mısra' tercemesi:
İş budur, bundan başkası hiçdir!
Bugün, bu büyük ni'mete kavuşmak için Ebû Bekr-i
Sıddîkın yoluna inanmak ve bağlanmak lâzımdır. Bu yolda
bulunan büyüklerin "rahmetul- lahi
aleyhim ecma'în" bir sohbeti ile kavuşulan şeyler, sıkı riyâzetlerle ve
ağır mücâhedelerle ele geçemez.
[(Riyâzet)
nefsin istediklerini yapmamak, harâmlardan, mekrûhlardan sakınmakdır.
(Mücâhede), nefse ağır gelen, onun istemediği şeyleri yapmak,
farzları, sünnetleri, müstehabları işlemek demekdir].
Bu büyüklerin yolunda, sonda kavuşulan ni'metler, başlangıçda yerleş-
dirilmişdir. Sona varanların kavuşduklarını, dahâ ilk sohbetde
ihsân ederler. Bu büyüklerin yolu, Eshâb-ı kirâmın yoludur. Eshâb-ı kirâm
"rıdvânul- lahi teâlâ aleyhim ecma'în", insanların
en üstününün, dahâ birinci sohbetinde "aleyhi ve aleyhimüssalevâtü
vetteslîmât" öyle ni'metlere kavuşdu- lar
ki, ümmetin Evliyâsı, bunlara en sonda belki kavuşabilir. İşte bu, nihâ-
yetin bidâyete yerleşdirilmesidir. Öyle ise, bu büyükleri cân
ile, gönül ile seviniz! Çünki, bütün se'âdetlerin temeli,
sebebi bu sevgidir. Allahü teâ- lâ, size ve
doğru yolda gidenlere ve Muhammed Mustafânın izinde bulunanlara selâmet versin
"aleyhi ve alâ âlihissalâtü vesselâm!"
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder