71.
YETMİŞ BİRİNCİ MEKTUP
YETMİŞ BİRİNCİ MEKTUP
Bu mektûb, Hân-ı Hânânın oğlu Mirzâ Dârâb için yazılmış olup,
Alla- hü
teâlâya şükr etmek, islâmiyyete uymakla olduğunu bildirmekdedir:
Allahü teâlâ,
kuvvetinizi artdırsın ve yardımcınız olsun! İyilik edene teşekkür lâzım olduğunu
akl da, islâmiyyet de göstermekdedir. Şükrün derecesi, gelen ni'metlerin
mikdârına bağlıdır. Ni'met, ne kadar çok ise, şükr etmek
lüzûmu da çok olur. Görülüyor ki, zenginlerin, zenginlik derecesine göre,
fakîrlerden dahâ çok şükr etmesi lâzımdır. Bunun içindir ki, bu ümmetin
fakîrleri, zenginlerinden beşyüz sene önce Cennete girecekdir.
Allahü teâlâya şükr etmek için, önce Ehl-i
sünnet âlimlerinin bildirdiğine uygun bir i'tikâd edinmek lâzımdır. Çünki,
Cehennemden kurtulan, yalnız bu fırkadır. İ'tikâdı
düzeltdikden sonra, islâmiyyete uygun hareket etmelidir.
İslâmiyyeti de, bu fırkanın müctehidlerinin kitâblarından öğrenmelidir.
[Dinden haberi olmıyan, reformcu müftîden, câhil hâfızdan, dinsizlerin,
gençleri aldatmak için gazetelerdeki, dîni medh eden, aldatıcı yazılarından
öğrenmemelidir.] Bundan sonra, Ehl-i sünnetden olan, tesavvuf
büyüklerinin gösterdiği yolda [Kalbi] tasfiye ve [Nefsi]
tezkiyeye sıra gelir. Şükrün bu üçüncü kısmı, şart değilse de, fâidesi pek
büyükdür. Fekat, iki önceki kısm
şartdır. Çünki, islâmiyyetin aslı, temeli bu ikisidir. İslâmiy-
yetin kemâli, olgunlaşması ise, üçüncü kısm ile olur. Bu üç kısm,
ya'nî Ehl-i sünnet i'tikâdı ve islâmiyyetin
emrleri ve tesavvuf büyüklerinin yolu dışında kalan herşey, sıkıntılı riyâzetler
ve şiddetli mücâhedeler olsa dahî, hep günâhdır ve itâ'atsizlikdir ve şükr
etmemekdir. Hind Berehmenle- ri ve eski Yunan
felesofları, çok riyâzet ve mücâhede yapdı. Fekat, Peygamberlere
"aleyhimüsselâm" uymadıkları için, Allahü teâlâya şükr değil, günâh
oldu. Hiçbiri kabûl edilmedi. Kıyâmetde Cehennemden kurtulamıya-
caklardır. O hâlde, seyyidimizin, efendimizin, kurtarıcımızın ve
günâhlarımızın afvı için şefâ'atcimizin, kalblerimizi, rûhlarımızı tedâvî eden
mütehassısımızın, ya'nî Muhammed Resûlullah "sallallahü aleyhi ve alâ
âlihi ve sellem" efendimizin yoluna ve Onun dört
halîfesinin yoluna yapışınız! Onun dört
halîfesi "rıdvânullahi teâlâ aleyhim ecma'în" hidâyete ulaşdı-
rıcı, se'âdete erdiricidir. Allahü teâlâ, bu yolda gidenlerden
râzı olur.
[Allah, senden râzı olsun demek, bu hâl ile râzı olsun demek değildir.
Allahü teâlâ, senin ahlâkını, işlerini ıslâh edip, seni, râzı
olduğu hâle soksun demekdir].
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder