Bu mektûb, yine büyük mürşidine
yazılmışdır. Terakkîlerini ve Allahü teâlânın
ihsânlarını bildirmekdedir:
Kölelerinizin en
aşağısı olan Ahmedin yüksek makâma dilekcesidir. İs- tihâre
yapmamızı emr buyuran mektûbu, Ramezâna yakın bir zemânda
Mevlânâ Şâh Muhammed getirdi. Ramezândan önce kapınızın eşiğini
öpmekle şereflenmek için vakt bulamadım. Ramezândan sonra bu şerefe
kavuşmayı düşünerek seviniyorum. Yüksek teveccühlerinizin bereketi
olarak, Allahü teâlâdan durmadan birbiri ardı sıra gelen
ihsânların hangi birini yazayım.
Fârisî iki beyt tercemesi:
Ben o
toprağım ki, ilk behâr bulutu, Lutf eder,
verir bereketli yağmuru. Vücûdumun her kılı
dile gelse de, Şükr edemem ni'metlerinin hiçbirine.
Böyle
hâlleri bildirmek her ne kadar bir atılganlık ve saygısızlık sanılırsa da
ni'metlerle sevinmeyi, övünmeyi de göstermekdedir. Fârisî beyt
tercemesi:
Beni
toprakdan kaldıran, sultân ise eğer, Başım
gökden yukarı olsa, elbet değer.
Sahv ve Bekâya kavuşmak, Rebî'ul-âhır
ayının sonunda başladı. Bugüne kadar her ânda tam bir Bekâ ile
şereflendiriyorlar. Önce Şeyh Muhyid- dîn-i
Arabî "kuddise sirruh" hazretlerinin Tecellî-i zâtî dediği hâlden
sah- ve ya'nî uyanıklık, şü'ûr hâline getiriyorlar.
Sonra sekr hâline götürüyorlar. İnerken ve çıkarken şaşılacak bilgiler,
duyulmamış ma'rifetler veriyorlar. Her mertebede, bu mertebenin bekâsına uygun
şühûd ile ve ihsânlar- la
şereflendiriyorlar. Ramezân-ı mubârek ayının altıncı günü bekâ ile şereflendirdiler.
Öyle bir ihsânda bulundular ki, nasıl anlatacağımı bilemiyorum. Gücümün oraya
kadar olduğunu anlıyorum. Hâlime uygun olan kavuşmak burada nasîb oldu. Cezbe
tarafı şimdi temâm oldu. Cezbe makâ- mına
uygun olan (Seyr-i fillah) başladı. Fenâ makâmı ne
kadar temâm olursa, hâsıl olan bekâ da o kadar yüksek oluyor. Bekâ ne kadar
yüksek olursa, sahv da o kadar çok oluyor. Sahv ne kadar çok olursa,
islâmiyyete uygun bilgiler o kadar çok geliyor. Sahvın temâmı, bütünü
peygamberler içindir "aleyhimüssalâtü vesselâm". O büyüklerin
bildirdikleri ma'rifetler de, dinleridir.
Allahü teâlânın zâtında ve sıfatlarında bildirdikleri îmân bilgileridir. Bu
bilgilere uymayan ma'rifetler sekrden ileri gelmekdedir. Şimdi, bu fakîrin
üzerine yağan ma'rifetlerin çoğu, islâmiyyetin bildirdiği
ma'rifetlerin açıklamasıdır ve onları bildirmekdedir. Akl ile,
düşünce ile anlaşılan bilgiler, şimdi keşf yolu ile ve kendiliğinden hâsıl
olmakdadır ve topluca kazanılanlar, uzun ve açık olarak ele geçmekdedir.
Fârisî beyt tercemesi:
Dahâ söylersem eğer, çok uzun sürer, Korkarım,
utanmazlığa kadar gider.
Fârisî mısra' tercemesi:
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder