12.
ONİKİNCİ MEKTUP
Fenâ fillah ve Bekâ
makâmı- nın
hâsıl olduğunu ve
Seyr-i ve Tecellî-i zâtî bildirilmekdedir:
Yüksek kapınız kölelerinin en aşağısı
olan Ahmed, sunar ki, kusûrlarım- dan hangisini
bildireyim. Allahü teâlânın istediği olur. Onun istemediği olmaz. Hiç kimsede
hareket ve kuvvet olmaz. Ancak, büyük ve yüksek olan Allahın
dilemesi ile olur. (Fenâ-fillâh) ve
(Bekâ-billâh) makâmına bağlı olan ilmleri,
Allahü teâlâ ihsân ederek açıkladı. Böylece herşeyin özü anlaşıldı.
(Seyr-i fillah) ve (Tecellî-i
zâtî-i berkî)nin ne oldukları ve Muhamme- dî-yül-meşreb
kime dendiği, bunlara benzer şeyler anlaşıldı. Her makâm-
da, bu makâma lâzım olan şeyleri gösterildi ve hepsinden ileri
götürüldüm. Evliyâullahın haber verdikleri şeylerden,
gösterilmedik ve geçirilmedik pek azı kaldı.
Beğendiklerini sebebsiz olarak beğenirler. Herşeyin kendisi,
maddesi, mahlûk olduğu gibi, yaratılışlarında bulunan
kâbiliyyetlerin, uygunlukların da, mahlûk oldukları anlaşıldı. Allahü teâlâ,
kâbiliyyetlerin te'sî- ri altında değildir.
Hiçbirşeyin Ona hükm etmesi câiz değildir. Dahâ uzatarak saygısızlık yapmakdan
çekindim. Fârisî mısra' tercemesi:
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder