Kurân ve Hadisler de Komşuluk
Güzel Komşuluk / Güzel Komşuluğun Anlamı / Komşu Evden Önce Gelir / Kötü
Komşu / Komşuya Eziyet Etmek / Komşunun Halini Sormak / Komşu Hakkı /
Komşuluk Sınırı / Allah’ın Komşuları
Kurân
“Allah'a ibadet edin, O’na bir şeyi ortak koşmayın. Ana babaya,
yakınlara, yetimlere, düşkünlere, yakın komşuya, uzak komşuya,
yanınızdaki arkadaşa iyilik edin.” [1]
İmam Sadık (a.s) şöyle buyurmuştur: “Güzel komşuluk edin. Şüphesiz Allah
bunu emretmiştir.” [2]
İmam Sadık (a.s) şöyle buyurmuştur: “Güzel komşuluk rızkı artırır.” [3]
İmam Sadık (a.s) şöyle buyurmuştur: “Güzel komşuluk evleri bayındır
kılar ve ömrü uzatır.” [4]
Resulullah (s.a.a) şöyle buyurmuştur: “Komşularına güzel komşuluk et ki
mümin olasın.” [5]
İmam Ali (a.s) şöyle buyurmuştur: “Güzel komşuluk etmenin nişanesi,
komşunun halini sormaktır.” [6]
İmam Ali (a.s) şöyle buyurmuştur: “Komşularına iyilik edenin
hizmetçileri çok olur.” [7]
İmam Ali (a.s) şöyle buyurmuştur: “İyi komşuluk edenin komşusu çok
olur.” [8]
Resulullah (s.a.a) şöyle buyurmuştur: “Cebrail bana sürekli komşuyu
tavsiye ederdi. Öyle ki onu da çok geçmeden varislerden kılacak sandım.”
[9]
İmam Ali (a.s) vefat halindeyken şöyle buyurmuştur: “Allah için, Allah
için komşularınız! Şüphesiz komşular nebinizin vasiyetidir. Sürekli
komşuları tavsiye ederdi. Öyle ki yakında komşunun da varis sayılacağını
sandık.” [10]
İmam Ali (a.s) şöyle buyurmuştur: “Arkadaşlık ve komşuluktan daha çok
vurgulanmış bir hürmet yoktur.” [11]
Resulullah (s.a.a) şöyle buyurmuştur: “Komşunun insan için hürmeti
annesinin hürmeti gibidir.” [12]
Güzel Komşuluğun Anlamı
İmam Kazım (a.s) şöyle buyurmuştur: “Eziyet etmekten sakınmak (tek
başına) güzel komşuluk etmek demek değildir. Lakin güzel komşuluk
eziyetlere katlanmaktır.” [13]
Komşu Evden Önce Gelir
İmam Ali (a.s) şöyle buyurmuştur: “Birisi Resulullah’a (s.a.a) gelerek
şöyle dedi: “Ey Allah’ın Resulü, ben bir ev almak istiyorum. Emredin de
Cuheyn’de mi, Muzeyne’de mi, Sakife’de mi yoksa Kureyş’te mi alayım?”
Resulullah (s.a.a) ona şöyle buyurdu: “Önce komşu, sonra ev! Önce
yoldaş, sonra yol! Hakeza İmam Ali (a.s) şöyle buyurmuştur: “Evden önce
komşuyu sor!” [14] [15]
Kötü Komşu
Lokman (a.s) şöyle buyurmuştur: Ben büyük kaya parçalarını, demiri ve
her türlü ağır yük taşıdım. Ama kötü komşudan daha ağır bir yük
taşımadım.” [16]
Resulullah (s.a.a) şöyle buyurmuştur: “Ey Ali! Şu dört şey insanın
belini büken şeylerdendir: ... İkamet edilen evde kötü komşu!” [17]
Resulullah (s.a.a) şöyle buyurmuştur: “İkamet yerinde kötü komşudan
Allah’a sığınırım. İki gözü seni görür, kalbi seni gözetir. Eğer seni
iyilikte görürse üzülür, eğer kötülükte görürse sevinir.” [18]
Resulullah (s.a.a) şöyle buyurmuştur: “Şu üç şey bel büken
musibetlerdendir: ... Gözleri seni gözeten ve kalbi rüsva olmanı isteyen
komşudur. Senden bir iyilik görürse gizler ve yaymaz. Ama bir kötülük
görürse ifşa eder ve her yere yayar.” [19]
İmam Ali (a.s) şöyle buyurmuştur: “Kötü komşu en büyük sıkıntı ve en
şiddetli beladır.” [20]
Komşuya Eziyet Etmek
Resulullah (s.a.a) şöyle buyurmuştur: “Her kim Allah’a ve ahiret gününe
iman etmişse komşusuna eziyet etmez.” [21]
İmam Rıza (a.s) şöyle buyurmuştur: “Komşusu şerrinden güvende olmayan
kimse bizden değildir.” [22]
İmam Sadık (a.s) şöyle buyurmuştur: “Şüphesiz Resulullah’ın (s.a.a)
yanına Ensar’dan biri gelerek şöyle dedi: “Ben falan oğullarından bir ev
aldım. En yakın komşumun hayrını ummuyor ve şerrinden de güvende
değilim.” Resulullah (s.a.a), Ali, Selman, ve Ebu Zer’e (diğerinin adını
unuttum, zannedersem Mikdad idi [23] ) camide yüksek bir sesle şöyle
seslenilmesini emretti: “Komşusu şerrinden güvende olmayan kimsenin
imanı yoktur.” Onlar yüksek sesle üç kere bunu tekrar ettiler.” [24]
Komşunun Halini Sormak
Resulullah (s.a.a) şöyle buyurmuştur: “Komşusu açken tok yatan beni
kabul etmemiştir.” [25]
Resulullah (s.a.a) şöyle buyurmuştur: “Her kim bir malı komşusundan
esirgerse Allah da kıyamet günü hayrını ondan esirger ve onu kendi
başına bırakır. Allah’ın kendi bağına bıraktığı kimsenin hali ne de
kötüdür.” [26]
Resulullah (s.a.a) şöyle buyurmuştur: “Kendisi tok yatarken yanı
başındaki komşusu aç yatan kimse mümin değildir.” [27]
Resulullah (s.a.a) şöyle buyurmuştur: “Kendisi tok yatarken komşusu aç
olan kimse bana iman etmemiştir. Kendisi elbiseli yatarken komşusu
çıplak yatan bana iman etmemiştir.” [28]
İmam Bakır (a.s) şöyle buyurmuştur: “Resulullah (s.a.a) şöyle
buyurmuştur: Kendisi tok yatarken komşusu aç yatan bana iman
etmemiştir.” İmam Bakır (a.s) da şöyle buyurdu: Bir topluluk yatar da
içinde aç kimse olursa Allah kıyamet günü onların yüzüne bakmaz.” [29]
Resulullah (s.a.a) ashabına şöyle buyurmuştur: “Kendisi tok yatarken
komşusu aç yatan kimse Allah’a ve ahiret gününe iman etmemiştir.” Ashab,
“Ey Allah’ın Resulü! O halde helak olduk!” deyince şöyle buyurdu:
“Fazla yiyeceğiniz, fazla hurmanız, ağaç yapraklarınız eski ve yıpranmış
elbiseniz ile de Rabbin gazabını söndürürsünüz!” [30]
Komşu Hakkı
İmam Zeynul Abidin (a.s) şöyle buyurmuştur: “Komşusunun hakkı ise
gıyabında yüzsuyunu koruman, huzurunda saygı göstermen, ona zulüm
edilirse yardım etmen, ayıplarını araştırmaman, kötülüğünü öğrenirsen
örtmendir. Öğütlerini kabul edeceğini bilirsen gizlice nasihat etmen,
zorluklarda terk etmemen, sürçmelerini bağışlaman, günahlarını affetmen
ve onunla yücelikle muaşeret etmendir.” [31]
Resulullah (s.a.a)komşu hakları hususunda şöyle buyurmuştur: “”Senden
yardım isterse yardım etmen, borç isterse borç vermen, muhtaç olursa
ihtiyacını karşılaman, bir musibete uğrayınca teselli vermen, hayır ve
iyiliğe ulaşırsa tebrik edip kutlaman, hastalanırsa ziyaret etmen,
ölünce cenazesini teşyi etmen, izin vermediği taktirde rüzgar almasına
engel olmaman için evini onun evinden yüksek yapmamandır. Meyve alınca
ona ikram etmen gerekir. Bunu yapmazsan meyveyi gizlice evine götür ve
çocuğu elinde meyve görünce rahatsız olmasın diye çocuğunu elinde meyve
dışarı çıkarma. Yiyeceğinden bir miktar da ona göndermedikçe kazanın
koku ve dumanıyla onu rahatsız etme.” [32]
Komşuluk Sınırı
İmam Ali (a.s) şöyle buyurmuştur: “Cami sınırı kırk zer’adır. Dört
taraftan kırk ev komşu sayılır.” [33]
Resulullah (s.a.a) şöyle buyurmuştur: “Kırk ev komşu sayılır.” [34]
Allah’ın Komşuları
Kurân:
“ Güçlü padişahın (Allah’ın) katında, doğruluk koltuklarındadırlar.”
[35]
İmam Ali (a.s) şöyle buyurmuştur: “Kıyamet günü olunca Allah tüm
yaratıkları geniş bir çölde toplar. Allah nezdinden bir münadi, “Nerede
sabır ehli?” diye nida eder. Sonra da başka bir münadi, “Nerede bağış
ehli kimse?” diye nida eder. Sonra aziz ve celil olan Allah nezdinden
bir münadi nida eder. İlkleri duyduğu gibi sonraları da duyar. O da,
“Azameti yüze Allah’ın evinin komşuları nerede?” diye seslenir.
İnsanlardan bir grubu kalkar. Meleklerden bir grup da onları
karşılayarak kendilerine şöyle derler: “Dünyada ne yaptınız da bugün
Allah’ın evinin komşusu oldunuz?” Onlar şöyle der: “Biz aziz ve celil
olan Allah için sevdik, Allah için bağışta bulunduk ve Allah için
birbirimizi ziyaret ettik.” Bunun üzerine Allah nezdinden bir münadi
şöyle nida eder: “Kullarım doğru söylüyor. Yolu açın da hesap olmaksızın
Allah’ın yanına cennete girsinler.” [36]
İmam Ali (a.s) şöyle buyurmuştur: “Allah’ın komşuluğu ona itaat eden ve
O’na muhalefetten sakınan kimseye verilmiştir.” [37]
[1] Nisa suresi, 36. ayet
[2] Emali es-Seduk, 294/10
[3] el-Zuhd li’l Huseyn bin. Said, 43/115
[4] el-Kafi, 2/667/8
[5] Emali Seduk, 168/13
[6] Tuhef’ul Ukul, 85
[7] Gurer’ul Hikem, 7967
[8] a. g. e. 7762
[9] Emali et-Tusi, 520/1145
[10] Nehc’ul Belağa, 47. Mektup
[11] Gurer’ul Hikem, 9528
[12] Mekarim’ul Ahlak, 1/274/834
[13] Tuhef’ul Ukul, 409; el-Kafi, 2/667/9 (Lafızdaki az bir farklılıkla)
[14] Mustedrek’ul Vesail, 8/429/9898
[15] Gurer’ul Hikem, 5598
[16] Kısas’ul Enbiya, 196/247
[17] el-Hisal, 206/24
[18] el-Kafi, 2/669/16
[19] Kurb’ul Esnad, 81/266
[20] Gurer’ul Hikem, 4734
[21] el-Kafi, 2/667/6
[22] Uyun-u Ahbar-i Rıza, 2/24/2
[23] Bu unutkanlık Amr b. İkrime adlı raviden kaynaklanmıştır.
[24] Vesail’uş-Şia, 8/487/1
[25] Emali et-Tusi, 520/1145
[26] Emali es-Seduk, 349/1
[27] Kenz’ul-Ummal, 24929; Mustedrek’ul-Vesail, 8/429/9896
[28] Mustedrek’ul-Vesail, 8/429/9897
[29] el-Kafi, 2/668/14
[30] el-Bihar, 77/191/11
[31] el-Hisal, 569/1
[32] Musekkin’ul-Fuad, 105
[33] el-Hisal, 544/20
[34] Kenz’ul-Ummal, 24892
[35] Kamer suresi, 55. ayet
[36] Emali et-Tusi, 103/158
[37] Gurer’ul-Hikem, 4736
|
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder