BURS

BURS

28 Mart 2012 Çarşamba

37. OTUZYEDİNCİ MEKTUP



İhsân etmiş olduğunuz, latîf mektûbunuzu okumakla şereflendik. Bü­yüklerimize olan îmânınızı ve sevginizi yazıyorsunuz. Bunu okuyunca, ce- nâb-ı Hakka hamd eyledim. Allahü teâlâ, bu yolun [ya'nî tarîkatin] büyük­lerinin bereketi, fâidesi ile, size sonsuz yükselmeler nasîb eylesin! Bunla­rın yolu, herşeyden kıymetlidir. Sünnet-i seniyyeye uymakdır "alâ sâhibi- hessalâtü vesselâm". Bu fakîre, bu yol sâyesinde, çok zemândan beri ilm- leri, ma'rifetleri, hâlleri, makâmları, nisan yağmuru gibi yağdırdılar. Alla­hü teâlânın ihsânı ile yapacaklarını, tam yapdılar. Şimdi, bütün arzûm, Peygamberimizin "sallallahü aleyhi ve sellem" unutulmuş sünnetlerinden
birini meydâna çıkarmakdır. Tesavvufun hâlleri ve mevâcîdi [kendinden geçmek], heyecân ve zevk, istiyenlerin olsun! Yapılacak, en mühim iş, bâ­tını [kalbi, rûhu] büyüklerin sevgisi ile yaşatıp, zâhiri [hisleri, hareketleri] sünnetlere uymakla süslemekdir. Fârisî mısra' tercemesi:
Beş vakt nemâzı, vaktleri girer girmez kılmalıdır. Yalnız yatsı nemâzı- nı kış aylarında, gecenin, ilk üçde birine kadar gecikdirmek müstehabdır. Bu işde, bu fakîrin irâdesi elinde değildir. Nemâzları, vakt girince kıl ka­dar gecikdirmek istemiyorum. İnsanlık îcâbı, âciz kalındığı zemânlar, ta- bî'î müstesnâdır

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder