BURS

BURS

1 Mart 2012 Perşembe

MÜCEDDİDİYYE TARİKATI

AHSENİYYE Müceddidiyye tarikatının Âdem b. İsmail el-Benûrî'ye (ö. 1052/1643) nîsbet edilen Âdemi


AHSENİYYE

Müceddidiyye tarikatının Âdem b. İsmail el-Benûrî'ye (ö. 1052/1643) nîsbet edilen Âdemiyye kolunun diğer adı bk. Benûri.[764]


AHSENÜ'T-TEKÂSİM



Makdisi’nin (ö. 381/991'den sonra) coğrafyaya ait meşhur eseri.


Eserin tam adı Kitâbü Ahseni't-tekasîm fî ma'rifeti'l-ekâlim'dir. Yakut el-Hamevî 985 yılında tamamlandığını söyalerse de, eserdeki bir bölümden. Kuzey Suriye'de hüküm süren Hamdânî Emîri Sa'düddevle b. Seyfüddevle'nin (ö. 381/991) hükümdarlığının sonuna doğru tealif edildiği anlaşılmaktadır.


Makdisî, Ortaçağ İslâm dünyasında seyahat türünde eser yazan Ceyhânî. Belhî, Hemedânî. İbn Hurdâzbih gibi müaelliflerin belli konulara bağlı kaldıklarıanı, yeterli ve gerekli bilgileri vermedikalerini, eserlerinin pratik fayda sağlamaadığını ileri sürerek onları tenkit etmişatir. Bu yüzden kendisi eserini çok geniş tutmuş, tacirler, seyyahlar ve kültür saahibi İnsanlara hitap eden faydalı bir kiatap yazmayı planlamıştır. Belhî (ö. 9341 ekolüne bağlı kalan Makdisî de aynı ekole mensup İstahrî ve İbn Havkal gibi sadece İslâm ülkelerini anlatmış. Arap yarımadasını tasvir ile başladığı eserinade özellikle Mekke ve Medine'den tafsialâtlı olarak bahsetmiştir. Kendisinin de belirttiği üzere, “Kâfirler”in ülkesini ziayaret etmediği gibi oralarını tasvire de ihtiyaç duymamıştır.


Makdisî, İslâm dünyasını on dört bölageye ayırmış ve altısını Arap ülkeleri [765] olarak ele almıştır ki bunalar Arap yarımadası [766] Irak (Güney Mezopotamya), Akûr [767], Şam (Suariye. Ürdün), Mısır ve Mağrib'dir. [768] Geri kalan sekizini de Acem ülkeleri [769] başlığı altında incelemiş ve bu böalümde [770]. Deylem [771], Rihâb [772], Cibâl [773], Hûzistan [774], Fars (eski İran). Kirman (iran'ın güneyindeki bölgeler) ve Sİnd (Hint yarımadası) ülkelerini anlatamıştır.


Eserde bu bölgelerin her biri gayet açık sınırlarla birbirinden ayrılmıştır. Müaellif her bölgenin haritasını çizmiş ve buarada bölge sınırları ile ticaret yollarını kırmızı, kumluk kesimleri açık san, deanizleri yeşil, nehirleri mavi, dağları da koyu sarı ile boyamıştır. Haritaların çoağu kaybolmuş olmasına rağmen bunları yine aynı ekolden diğer coğrafyacıların eserleriyle bir dereceye kadar tamamalamak mümkün görülmektedir. Kitabın birçok yerinde seçili ifadeler kullanılmışatır. Müellif gittiği ülkeleri tasvir ederaken her bölgeyi orada kullanılan mahalalî tabirlerle anlatmaya çalışmış, fakat daha çok Şam Arapçası'nı kullanmıştır. Makdisî, İslâm coğrafyacılığını yeni bir temele oturtmak ve kendi zamanına kadar âdeta bir seyahat rehberi mahiayetinde yazılmış olan eserleri geliştiramek istiyordu. Bu bakımdan coğrafyaaya yaklaşımı bugünkü modern anlayışa çok benzemektedir. Eserinde, gördüğü yerler hakkında fizikî ve beşerî coğrafaya ile ilgili geniş bilgiler vermekte, bu arada dinî. iktisadî ve ticari meselelere de temas etmektedir. Eserde ayrıca şeahirlerin birbirlerine ulaşımı ile çevredeki küçük yerleşim merkezleri hakkında da tafsilâtlı bilgiler vardır. Bölgedeki halakın nüfusu. Örf ve âdetleri, din ve mezaheplerine dair geniş bilgiler yanında yiane aynı bölgelerde üretilen gıda madadeleri, ithal ve ihraç maddeleri, kullanıalan ağırlık ölçüleri ve paralar hakkında, iktisat tarihine malzeme teşkil edecek izahlara da yer verilmektedir. Topografik ve jeolojik bazı bilgilerin de yer aladığı eserde arazinin ziraat bakımından verimi ve bitki örtüsü de anlatılmaktaadır. Telif sırasında ayrıca, Büveyhî hüakümdarlarından Adudüddevle ve vezir Sâhib İsmail b. Abbâd'ın özel kütüphaaneleri ve resmî arşivleri kullanılmıştır. Makdisî, kendinden önce yaşamış müaelliflerin eserlerinden faydalanmış, faakat müşahedeye dayanan bilgilere daiama öncelik vermiştir. Gidemediği ülkealer hakkındaki rivayetleri ciddi bir tahalilden geçirerek almış,; önceki müelliflearin eserlerinde yer alan birtakım bilgileari eleştirmiştir. Eser ayrıca o devirde vuku bulmuş bazı hadiselere kaynak teşkil etmesi, X. yüzyıl sonlarında İslâm dünyasının fizikî ve beşerî coğrafyası hakkında bilgiler vermesi, İslâmî yaşaayış ve müesseselere dair ayrıntılı bilgialer ihtiva etmesi bakımından da oldukaça önemlidir.


Ahsenü'l-tekâsîm'in asıl nüshası İsatanbul'da [775] bundan istinsah edilmiş diğer bir nüshası ise Berlin'dedir [776] İstanbul yazmasında eserin adı Kitâbü'l-Mesâfât ve'1-vilâyût şeklinde kaydedilmiştir. Makdisî ile aynı bölgeaden yetişen tarihçi Mücîrüddin el-Uleymî (ö. 1522), el-Ünsü'1-celîl bitârîhi'l-Kuds ve'l'Halîl adlı eserinde bu kitaabı el-Bâdî fî tafiîli memleketi'l-İslâm şeklinde göstermektedir. Eserin tenkitli neşri M. J. de Goeje tarafından yapılamıştır {Bibliotheca geographorum arabicorum, [777]. Bu neşiraden Dr. Alinakî Münzevî tarafından yapıalan Farsça tercüme iki çild halinde Tahran'da (1361/1982) basılmıştır. Gazi Tilimat'tın hazırladığı bazı bölümler de Min Ahseni't-tekösîm macrileti'l-ekâlîm adıyla Suriye Kültür Bakanlığı'nca yayımalanmıştır [778], G. Ranking ile R. Azoo'nun yaptıkları İngilizce kısmî tercümesi Bibiiotheca îndica'da neşaredildi. [779] Eser, Hurşid Ahmed Fârik tarafından Urduca'ya çevarilmiş ve İslâmî dünyâ daswin şadi İswimen adıyla basılmıştır [780], Andre Miquel'in La meiUeure repartition pour la connaissance des Provinces adıyla yaptığı Fransızca kısmî tercümeasini Institut Français de Damas neşretmiştir. [781] Eserin yazmalanndaki haritalar ise reprodüksiyonlu olaarak basılmıştır. [782]




Bibliyografya



1)
Krachkovsky, Târihu'l-edebi'lcoğrâfi’tel-Arabî [783], Kahire 1963, 65, 1. 208, 215;

2) A. Miquel. La Geographie humaine du monde musutman, Paris 1967, s. XXXIV, 313-330; 3) W. Ahlwardt, Bibliothek zu Berlin, uerzeichnis der Arabischen Handschriften, Hildesheim 1887 Hildesheim 1980-81, V, 362-363;


4) E. Ladewig Petersen. “Al-Muqaddasî: Ahsan at-taqâsim li ma'refat al-aqâlim”, AO, XXX! (1968), s 138, Felah Şâkir Esved. “Menhecü'l-bahsi'1-cogrâfî inde'l-Makdisî”, el-Mevrid, XVI/1, Bağdad 1987, s. 59, 74;


5) S. Maqbul Ahmad, “al-Maqdisi”, DSB, IX, 88, 89;


6) a.mlf.. “Dughrâfiyâ”, El (ing.). II, 582;


7) J. H. Kramers, “Mukaddesi”, İA, VIII, 562, 563;


8) C. E. Bosworth. “Ahsan al-Taqâsîm”, Eh., 1,679-680. [784]

 MÜCEDDİDİYYE TARİKATI

1. Hoca Bahaüddin Nakşibend,
 2. Mevlana Yakub Çerhî,
 3. Hoca Ubeydullah Taşkend,
 4. Kadı Muhammed Zâhid,
 5. Muhammed Parsa,
 6. Muhammed Derviş,
 7. Muhammed Hâcegi-i Semerkandî,
 8. Şeyh Muhammed Bâki Billah,
 9. İmam Rabbani.

İMAM RABBÂNİ AHMED EL-FARUKÎ ES-SİRHİNDÎ

971 (1563) tarihinde Sirhind'de dünyaya gelmiştir. Soyu Farukî'dir. Nakşibendi tarikatinin saliklerindendir ve Müceddidiyye tarikatinin müessisidir. İlk tahsilini babası Abdü'l-Ahad'dan gördükten sonra, yer yer dolaşarak, zamanının büyük bilginlerinden fıkıh, kelam, hadîs, tefsîr, aklî ve naklî ilimleri öğrenmiştir. On yedi yaşında tekrar memleketine dönerek, tedris hayatına başlamıştır.
Yirmi sekiz yaşlannda Hoca Bâki Billah'dan Nakşibendiyye'nin usul ve adabını öğrenerek ona intisap etmiştir.
Vefatları 1034 (1624) tarihindedir.
İmam Rabbanî'nin yazmış olduğu "Mektûbat" isimli eseri çok meşhurdur.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder